Bizi ayıran tel örgü var
Kızgın çölün en ucunda,
Yırtar bedenimi dikenler
Kavuşulmaz hasretlerin.
Bir yanını bolluk sarmış
Ötesini kıtlık ve çığlık,
Gönlümden geçen ya da ütopya ulaşılmak istenen…
Sonsuza dek unutulmanın kahreden yalnızlığının,
Yalan sevgiler eşliğinde yok edilmiş güzelliklerin,
Aşksız bedenlerde yaşanan kavuşamaz ayrılıkların,
Gönül kırgınlığına uğrayan kırık sızıda kalplerin,
Gülümsemeyi bile unutan darmadağın yüzlerin,
Acıların üstüne kan bastığında
Dağılırsın serpilirsin derinlere,
Omzunda ağır yük kaldıramazsın.
Uçup giden ellerinden ötelere
Yanından süzülen yumuşaklığı,
Uzanıp aşkı yakalayamazsın.
Arıyorum hayatta bazen sessizce
Durgun öfkesiz uslanmış zamanı,
Sararmış mısralar arasında kilitli
Kalmış keyifsiz tembel zamanı…
Issız soğuk durakta asla gelmeyen
Yüreğimden taşan bir ışık
Sensin ve yahut sen,
Ölüm yakarken benliğimi
Kurtuluş sensin ve yahut sen.
Yürürüm boşluğa doğru
Ayaklarımın altında olmayan
Ten gazabında hayatın
Gökyüzü karanlık,
Eller semaya doğru
Ayaklanır koşarak,
Ezilir savrulursun girdaplara
Yaprak yaprak.
Şiir gözleri vardı sevdiğimin
Ben bu aşkta yanmadan önce,
Saçlarını bukle bukle dökerdi
Hızla çarpan yüreğimin orta yerine.
Kavrulmadan önce ben korun üstünde
Elleri avuçlarımın içinde erirdi bir zaman,
Fihristte adı geçen
O baba benim bilakis,
Orta topuk kısa boy
Halim selim mülayim.
Ne canlar yakar
Bir bakışım,
Bir kuşluk vakti zamansız
Koynuna geldiğinde yârin,
Ezan sesleri vardı derin
Dingin kulakta çınlayan,
Karaya çalan yazgısında
Kırık kopuk zor hayatın.
Bir kız çocuğu uçsuz bucaksız bozkırda
Gözleri hafif nemli gözyaşları kurumuş
Üstü başı paramparça, o küçük kalbide,
Küçük oğlan kardeşinin saf ve masum
Süngülenmiş bedenini sarıyor çaresiz…
Tanıtım yazınız çok güzel
Matem ... Yüreğinize sağlık
Şiire dönen kaleminiz herdaim var olsun.
Saygılarımla..