Kanayan yara
Dinmeyen sızı
Gencecik yaşata
Getirdin güzü
Sevdalı dediğin
Tutmalı sözü
Dün
Çocuktun
Kucaktaydın
Baban maden işçisiydi
Yol beklerdi anan
Dua ederdi
Canım kardeşim
Çocuktuk
Beraber büyüdük
Beraber ağladık
Beraber güldük
Sen benden küçüktün
Vefasız aşkından ölüp gidersem
Gözlerinden yaşlar süzülemesin
Bir çınar dibine gömesin beni
Mezarda yüreğim sızılamasın
O kara gözlerin olursa yadın
Biçip ekinleri yapıp desteyi
Çalışıp terleyip yorulmak güzel
Alıcın dibine serip gazteyi
Yer sofrasına kurulmak güzel
Tipi boran da kalmışsın yolda
Yaz bahar ayında kırmızı gülü
Dalından koparıp alasım geldi.
Fidan gibi boyu, incecik beli
Kolumu dolayıp sarasım geldi!
Dediler ki nazlı yarın hastaymış
Postacıyım diyerek başladım söze
Başören Köyünü yoldum da gittim!
Muhtarı benzettim tüysüz bir kaza!
İki bin dört yüz lirayı aldım da gittim!
Yolda yakaladı beni buğanak
Bir araya gelmiş şu bizim kızlar
Her biri birbirinden güzelmiş!
Yanların da olmadım yüreğim sızlar!
Beşlinin buluşması çok da özelmiş!
Ortak oldular üzüntüye acıya
Haber alamadım nazlı yârimden
Ellerine kına vurdu mu dersin?
Ben doyamadım ki gonca gülümden
Güz gazeli gibi soldu mu dersin?
Gözlüyorum yolu mektup gelmiyor
Bir çıra misali yaktın erittin
Ateşlerde yana küle dönesin!
Yaz baharda güllerimi kuruttun
Suya hasret kalan çöle dönesin!
İşlem tahtasında düşün değerin
Altın gümüş iken pula dönesin!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!