Davetsiz girersin gönül bahçeme
Yol geçen hanı mı sandın burayı!
Durmadan konuşur, yaparsın çene!
Yol geçen hanı mı sandın burayı
Çok koşturdun bir zamanlar peşinden
Öyle bir sevda,
Öyle bir dert ki,
Kanayan yara,
Dinmeyen sızı gibi,
Çeker durursun.
Bir türlü,
Eğer benden başkasına varırsan
Kış olsun kapansın yolların senin
Elin kınalayıp gelin olursan
Sevdiğini sarmasın kolların senin
Üzüntü kederden yüzün gülmeye
AYSEL!
İnsan düşkün olmaz böyle paraya
Yavrucuğu göndermişin Gana’ya!
Yazıklar olsun senin gibi anaya!
Duygusuz sevgisiz taş kalpli Aysel!
Taze bir fidan
Kırmızı bir gül
Bozkırlarda açan
Nazlı bir çiğdemdin
Son buluşmamızda
“Gönülsüz veriyorlar beni” dedin
Gönül bentlerini yıkıp gidersen
Düşersin kötüye sonra karışmam!
Bir yabancı gibi bakıp gidersen
Küser darılırım, senle barışmam!
Yıllar sonra çıkıp gelsen karşıma
Şimşek olup çakarak
Yağmur olup yağarak
Yıktın gönül bendini
Sel gibi gelip geçtin..
Yıllar sonra aradan
Ben böyle değildim
Belki bu yüzden
Ne gittiğine üzüldüm
N e geldiğine sevindim
Ne senin gibi
Kibirlenip övündüm
Gelinciğim
Kır çiçeğim
Nazlı çiğdemim
Gönül bahçemde açan
Kırmızı gülüm
Yaz baharında
Sabah güneşinin yârin yüzünden
Başka güzellere doğsun istemem!
Yüreğinde yansın aşkın ateşi
Küllenip sönerek soğsun istemem!
Süzülüp akmasın gözünden yaşı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!