Adı Ali’ydi, Elif’ti, İsmail’di, Canan’dı…
Uykularında bile karabasan görürler…
Ne yaşadıkları dünyanın farkındalar,
Ne de yarınlarından umutlular…
*
Biri maden işçisi,
Bülbüller sussun artık,
Çocuklar koşuşturmasın...
Yüreğim yine yaralandı,
Yine parçalandım..
Bir yalın gerçek var ki,
Sen yoksun...
Seni anımsayınca
Leylaklar canlanır gözlerimde
Solmuş yaprakları ama
Yinede burcu burcu kokan
Sonra mavisini arayan
Takıntılı bir adamım ben,
Her şeye kafam takılır,
Çaresiz insanlara üzülürüm..
Her şeye kafam takılır,
Kimsesiz çocuklara ağlarım..
Yüreğim varsıldır Karun gibi,
Hey pencereme konan kuş,
Sen durmadan uçuyorsun ya,
Mavi göklerde özgürce,
Kanat çırpıyorsun hani...
Kimbilir kaç memleket,
Kaç diyar görmüşsündür...
Babası Hacer
Koymuştu adını,
Şimdi adından utanıyor...
Lili dedirtiyor kendine,
Newyork'ta
Kendi halinde yaşayan Emma,
Eyyy Sevgili Canan,
Sözüm yalnızca sanadır! ...
Gözlerim yorgun,
Gözlerim buğulu,
İçimdeki çocuğu soruyorsan,
Çoktan bana küsmüş! ..
Ben yıldız deyince,
Bulutsuz kış gecelerinde,
Yırtık bir yorganın altında,
Soğuktan büzüşen çocukları anımsarım...
Ve nedense amele kahvelerinden,
Ayaz nedeniyle iş bulamayan,
Bugün benim doğum günüm;
Ağlamak geliyor içimden yalnızca….
Beni kalbimden vuranlara inat;
Sizi yendim demek geliyor içimden arsızca…
*
Sol tarafımdan
Kalktım bugün
Kaldırım taşları
Düşman askerleri gibi
Üstünüze afiyet ajite olmuşum
Kravatlı bir militanım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!