Kaç zaman oldu biliyor musun
Anmayalı adını?
Bir resmin bile yok şimdi ellerimde
Yüzün anılarda saklı.
İstemez miyim dünya gözü ile seni bir kez daha görmek,
Bu sabah uyandığımda,
“Bekle beni sevdiceğim”
Diye başlayan ve biten.
Ve geceden kalma…
Bir mesaj buldum başucumda.
Gitmiştin anlaşılan…
Oyunlar oynardık,
Birkaç küçük yaramaz ile…
Yalnızlığa elbet alışamazdı o zaman küçük zihinlerimiz..
Öyle ya sensizliği de yaşayarak öğrenmek gerekirdi.
Tam kadro görülmeye ve içinde olmaya değer
Şimdi sana hainsin bırakıp gittin desem,
Gülüşün geliyor aklıma, kıyamıyorum.
Gülüm desem sana, beni öldürüşün geliyor aklıma,
İhanetine dayanamıyorum.
Şimdi Ankara’da hazan akşamı,
Nasıl geçti istiklal yılları, kan, revan içinde, aç ve sefil biliyor musun?
Sana anlatan olmadı mı bunları, yoksa hatırlamıyor musun?
Nasıl oralara gittin de bir ödül için vatanı sattın?
Yanında çorap bile götüremezsin MEZARA bilmiyor musun?
Şimdi sen gerçeklerden habersiz…
Saatleri topladın sanki yerlerinden,
Hiç değerini bilmeden zamanın.
Zaman denilen lutuf sunulmuştu insana
Seni anlamaya çalışırken heba oldu, sen anlamadın.
O eylül akşamı bir daha dönmemek üzere girdiğin yola,
Melankolik gecenin ikinci yarısı,
Biraz yorgunum akşamdan, biraz üzgün,
Vakit ilerliyor durmadan,
Ben zamanı durduramıyorum.
Sokak sessizliğe bürünmüş,
Sen daha yeni gelmiştin kollarıma,
Günlerden cumaydı.
Başım secdeye yeni varmıştı.
Saçlarıma aklar daha dadanmamıştı
Gelişine şiir bile yazamadım…
Umut diyorlar fakirin ekmeği,
Zaman her şeyin ilacıymış,
Sakın umutlarını kaybetme diyorlar…
Oysa ben sana dair umutlarımı yitireli
Kaç zaman oldu biliyor musun?
Zeynep'ime - Kızıma
Sensiz geçen yıllarımdan sonra
Sensizliği yazmak isterdim
Yüksek dağların sert taşlarına
Yalnızlık nafile bir çırpınıştı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!