Bu garibi çöllere, attı da gitti
Beni katil sevdaya, sattı da gitti
O kalem kaşlarını, çattı da gitti
Sevabını günahına, kattı da gitti
Ellerini ellerimden, çekti de gitti
Gökyüzü kimseye ait değildi.
Ama herkes, orada kendine ait bir parça
arıyordu.
Cemil ve çocuk
karanlık bir sokağın ucuna geldiler.
Işık yoktu.
Leyla rüzgârla gelen bir fısıltı gibiydi.
Adımları, toprağın hafif titrediği yerde sessizce ilerliyordu.
Gölgeler uzamıştı; ağaçlar suskun, şehir ise neredeyse nefes almıyordu.
— “Gölgenle barışmadan, yoluna devam edemezsin,” dedi Leyla kendi kendine.
“Çünkü o, yalnızca arkan değil, içinde taşıdığın yüktür.
Ve onu kabul etmek, özgürlüğün ilk adımıdır.”
Ey ressam gördün mü Gazze'yi
Yeniden çiz resimlerini
Eskiler pek de mana taşımıyor
Ey şair gördün mü Gazze'yi
Yeniden yaz şiirini
Eskiler pek mana taşımıyor
Ey yâr dayanılmaz bir hâl aldın
Gayrı beni çileden çıkardın
Ben de seni çölde su sandım
Yalan dünyana kandım
Vefasız demişlerdi de
İnanmadım
Ey yâr dayanılmaz bir hâl aldın
Gayrı beni çileden çıkardın
Ben de seni çölde su sandım
Yalan dünyana kandım
Vefasız demişlerdi de
İnanmadım
O painter,
have you seen Gaza?
Wipe the colors from your canvas—
no pigment captures this pain.
Your old strokes have no meaning here.
This suffering demands new lines.
Aslandan kaçan bir ceylan gibi
Evden çıkan adam
Caddede yürüyor
Ama kimseyi umursamıyordu
Mutfaktaki tartışmaları
Gözünün önüne gelirken
Bir hazandı kahrolası elvedan
Bir hazan ki
Kar yağmur dolu
Islanmışım
Islanmışım gözyaşımdan
Bir meydanda durdular.
Hiçbir tabela yoktu.
Ama her köşeden bir yüz geçiyordu.
Hepsi yürüyordu,
ama hiçbiri bir yere gitmiyordu.
Cemil, çocuğa döndü:



-
Ibrahim Halil Aksoy
Tüm Yorumlarhttps://www.tilkikitap.com/kitap-basilanlar/kitap-baski-ibrahim-halil-aksoy-bir-ses-var-duyabilene-1749.html