Kendine getir kendimi...
...
Rüzgarlarla taşıt beni,
Bulutlarla akıt beni.
Bir yerlere sığdırt beni.
İstersen sen çıldırt beni.
Öyle bir derinliğindeyim ki hayatımın,
Unutamam ben seni her zaman anacağım.
Aslında tam zamanıdır çekip gitmenin.
Sana baksam yanacağım, bakmasam yanacağım...
...
Yüreğimin çarpıntısını durduramadım,
Ey yüreğime değen
Ruhuma değen...
Bedenime değen...
Ey şu güneş gibi karanlığa doğan.
Karanlığı boğan.
...
Gün ahsız başlamadı gene,
Ahsız bir gün yok, ahsız 'bir' gün yok.
Günahsız bir kul yok,
Günahsız 'bir' kul yok.
Ve yok bir gül dikensiz.
Dikensiz 'bir' gül yok...
O gavur, gavur kızı.
Sevemez seni...
Severse incinir.
...
Ne derse he de.
Ama o ne derse.
Hayatım, şu hayatın anlamı sensin...
Beni yanlış anla yine.
İster bir kere doğru anla.
Bir tane doğrum var şu hayatta,
O sensin...
...
Ğ nasılsın,
Abin, ablan, kardeşin, anan, baban 'G'
Gayet iyi...
...
Bu kadar yumuşak olmasan,
Sana yumuşak 'G' demezlerdi değil mi?
Gidiyorsun ya.
O benden gittiğin yollar vefasız.
Vefasız sadece sen değilmişsin.
Vefasız.
Elin vefasız, saçın vefasız, yüreğin vefasız.
...
yandığımı görmedi, meğer ne körmüş...
...
üstümde onun kazağı,
Aslında ben,
hiç bir sebeb yokken,
şuracıkta, yokuşunda, yolunun en başında
ağlamak isterdim...
Öyle bir ağlamak ki,
yıkansaydı şehir tüm kirlerimden.
Hocam size nasıl ulaşabilirim ?