(Kim insanlığını katlediyorsa, insan olduğunu unutuyor ve zulmediyorsa ona yazıklar olsun)
Birine İnsan muamelesi...
Biri de hayvan yerine konmuş!
...
Biri insan,
Öteki leş
Kapı ‘Hayatımızın Öyküsü’
“Karadeniz’in dalgaları sert; Uşağı mert olur...”
Kaya okula gelip, kaydı yaptıran ilk öğrenciydi. Kayıt sonrası da hemen ilk nöbetçisi oldu. Öğlene doğru cıvıl cıvıl olmuştu okul... Kızlar, erkekler, analar, babalar… O hengâmenin içinde ne yapacağını da tam bilmeden, görevlilerin talimatlarını uyguluyor, gelenlere yardımcı olmaya çalışıyordu. Katlı yatakhanelerde, yerleşmelerini sağlıyordu arkadaşlarının… En alt kat yatılı kalan kızlara aitti. Yaklaşık iki yüz öğrenci kayıt olmuştu, Turizm Eğitim Merkezine… Akşama doğru bütün öğrenciler, büyük koridorda toplanmıştı. Müdür yardımcısı Selçuk Bey, konuşmaya başladı.
- Bakın gençler, buraya Türkiye’nin çeşitli illerinden geldiniz. Artık bizimle beraber hem meslek öğrenecek, hem hayata atılacaksınız. Sizlerden şımarıklık beklenmiyor, adam gibi okuyup, çalışacak ve devletin size tanıdığı bu imkânlardan yararlanıp, memleketimize faydalı bireyler olacaksınız. İçki, sigara içeni yakalarsam anında kapı dışarı ederim. İki gruba ayrılacaksınız, 1.grup, derslere katılırken, 2.grup, otellere gidecek ve burada öğrendiklerini orada uygulayacak. Otellerden bize gelen raporlara göre, sektörde işiniz hazır olacak ve diploma alacaksınız. Memlekette artan turizm potansiyeline sizler bilgili, güler yüzlü ve çalışkanlığınızla, hizmet kalitenizle, olumlu katkı yapacaksınız. Bu okulun ilk yaz dönemi öğrenciler sizlersiniz. Gideceğiniz oteller hep 5 yıldızlı, adı dünyada duyulan oteller. Onun için laubalilik yok. Daha önce herhangi bir işte çalışanlar öne çıksın.
Kaya ve yaklaşık yirmi kişi öne çıktı... Selçuk Bey, onlara çeşitli sorular sordu ve grupları ayırdıktan sonra
9- Kapı ‘Hayatımızın Öyküsü’
“Şafak doğan güneş”
Artık bitmeli bu öykü hayat. Sadece sana anlatmadım ama bitmeli artık. Yılları bir gün gibi anlatmanın sırası geldi. Sana anlattıkça rahatlamıştım. Üzerimden bir ton yük kalktı sanki. İyi ki tanımışım seni. Her ne kadar arkadaşlığımıza da nokta olacaksa bu öykünün sonu. Birbirimizi hiç tanımamış da olacaksak sen bir tarafında olacaksın hayatın, ben bir tarafında... Ya da tam anlatmadıklarımla ben kapının bir tarafında olacağım, sen bir tarafında. Bir gün görmek istermiydin beni. Aslında kanayan yerlerimi görmeni ne kadar çok isterdim. Uzadı uzayan yollar gibi. Koptu çoğu kere. Bazen yazmak istemediklerimi de yazdım. Kendimi zorladım buna. İstedim ki yaşananlar yaşandığı gibi yazılsın. Cesaret işiydi. Bazen elim gitmedi. Ve ne kadar isterdim şu öyküyü benle aynı acıları paylaşmış kardeşlerimin de bana yazarken destek vermelerini. Daha çok ayrıntı vermeyi, bazı detayları atlamamayı…
Ankara…
Askerliğim bitti bitecek. İçimde coşku da var, hüzün de. Bir yolculuğun daha sonuna gelmiştim. Yine kopacaktım başka bir hayat ağacının dalından. Albay veya Yarbay rütbeli bir komutana şiir okumuştum. Ne kadar çok beğenmişti.
- Asker bir daha ne zaman geleceksin bana şiir okumaya!
Bizim oralara kış bahar da gelir.
Beyaz renkte yağmaz karı lakin.
Üstünü örter o bastığımız çiçeklerin.
Çiçekler de küstüyse sevgililere
Ne gelir elden bende,
Kardan adamın biriyim...
(ANNEM'E )
Geçiyor zaman,zamanım geçiyor
Cesedimi taşıyor karıncalar..
Sene seksendokuz biri ağlıyor,
Sonra bir tabut gözümün önünde...
Etraf kalabalık ama yalnızım,
Olsun.
Yama yaparım...
Yüreğimde,
Yırttığın yerleri!
...
Yeniden dikerim,
1. Bölüm: Cennat'ta Güneşin doğması Ve Batması ne demek
Yıl diye bir şey yok... Burası Cennat... Ne milattan önce idi, ne milattan sonra... O gün bir oğlu oldu Napel ile Meyrami'nin... Şimdi kırk kere güneşin batmasını ve doğmasını sayacaklardı. Oğlana ne ile çağıracaklarına karar vermek için... Meyrami o günlerde Napel'in ikinci kadını Köri'nin de bir evlada gebe olduğunu öğrendi. İçinden dualar etti yerlerin, göklerin yaradanına... O da bir erkek verirse iki erkekten biri gelenekleri için öldürülecekti... Yarı yarıya şansı vardı oğlunun.
Napel işaretli bölgeden dışarı çıktı bugün. Kendi dünyasından başka dünyaları merak ediyordu hep. Ama kabilesi bu davranışını bilseler en feci şekilde ölümüne karar alırlardı. Bu bazen uçurumdan yuvarlama, bazen de daha ağırı kanlı gölde boğma şeklinde olurdu... Yürüdükçe yürüdü ama bir müddet sonra geri döndü... Kabilesinin reisiydi.
Kaldım ortasında hayatın,
Bir adımımla...
Sana yaklaşmakta elimde,
Ve senden uzaklaşmakta.
...
Orada.
Yürüdüğüm yollardan habersiz,
Yollar benden habersiz...
Sesler geliyor kulağıma.
Aşıyorum...
Bilmeden gittiğim yolları.
Farkına varmadığım birinin,
Sana bir gün olsun benim ol,
Demedim mi?
Benimle yaşa, benimle öl, benimle sol...
Demedim mi ey Gül?
…
Yaşamak bu, yanında güzel.
Hocam size nasıl ulaşabilirim ?