Gecenin ilk ışıkları yalnızlığımı kucakladı
Oysa tam silmiş söndürmüştüm gözlerimi
İçimdeki bütün ışıkları yakmamı söyleyen
İblisin sesi dolaştı.
Ay tırmandı gecikmiş yalanların üstüne
Parıltılı ışıklarını gelin telleri gibi döktü
Rüzgar, ruhumla bedenimi silkeledi
Hoyrat bir el gibi,bütün telleri süpürdü.
Kepenkler indirilmiş gece sessizleşmişti
Siyah gece solgun ve gür dallara asılıverdi
Boşaldı bulutlar İstanbul’un üstüne
Yaşananlar artık son nefesini verecekti
Islak bir koyuluk içinde deniz bile yalnızdı
Kayıklar, gemiler halatlarla bağlanmış
Çiçekler, kuşlar ve herkes bu saatte mahzun
İstanbul sırları ile sessizliğe gömüldü.
Yıldızlar kayıp gidiyor,son ışıklar da öldü
İçimde çığlık çığlığa sesimin bitmeyen yankısı
Haznesi boşalmış bir gaz lambası
Kısıldı, azaldı, titredi, İstanbul gibi söndü.
Yüzümde koparılmış bir tebessüm haksızlığı
Hazin bir martı sesi İstanbul’un üstünde
Bir sabır işi, işkence kanaviçesi dokuyacağım
Yarın İstanbul da sadece ben ağlayacağım.
Kayıt Tarihi : 22.11.2004 10:28:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Tuba Kodamanoğlu Kurttekin
Hazin bir martı sesi İstanbul’un üstünde
Bir sabır işi, işkence kanaviçesi dokuyacağım
Yarın İstanbul da sadece ben ağlayacağım.
Güzel ama buruk olmuş. Akıcı bir diliniz var. Ve şiirleriniz kendini okutuyor. Tebrikler...
Stj.Av.Arif BALTACI / Trabzon Şiir Grubu
olunur diyerek,güzel yüreğinize ve kaleminize sağlık
Sakın İstanbul'da bir daha ağlamayın,hep gülün.
Saygılarımı sunuyorum.
Dr brahim Necati Günay
mine Özdemirtaş
TÜM YORUMLAR (15)