İ - (Düz Yazı) İnsan Hayatının Amacı, E ...

Ali Oskan
302

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

İ - (Düz Yazı) İnsan Hayatının Amacı, Esası, Niteliği, İçyüzü ve Hakikatinin Sırrı

Halık, Mübdi ve Muid olan Allah’ın adı ile başlarım.

Esselamu aleyküm ve rahmetullahu ve bereketuhu, ebedan ve daiman.

”Ey gafil nefsim! Senin hayatının amacı ve hayatının esası, niteliği ve içyüzü, hem hayatının biçim ve görünüşü, hem hayatının hakikatinin sırrı ve iç yüzünü, ve hem hayatının tam ve mükemmel mutluluğunu bir derece anlamak istersen, bak. Senin hayatının amaçlarının özeti dokuz emirdir:

1) Vücuduna konulan duyguların terazileriyle, Allah’ın rahmetinin, şefkat, merhamet, ikram ve bağış hazinelerinde depolanmış nimetleri tartmaktır, geniş ve kapsamlı bir şekilde şükretmektir.

2) Senin fıtratına konulan, duygu ve düşünce anahtarlarıyla, Allah’ın her türlü kusur ve noksanlıktan uzak yüce isimlerinin gizli definelerini açmaktır. Her türlü kusur ve noksanlıktan uzak ve yüce olan Zat’ı, o isimler ile bilmektir.

3) Şu dünya sergisinde, yaratılmışların görüş ve bakışlarında, Allah’ın isimlerinin sana taktıkları hayret verici san’atlarını, ince ve hoş cilvelerini bilerek ortaya çıkarıp, hayatınla sergilemektir.

4) Hal ve konuşma diliyle; her şeyi yaratan Allahının, yarattığı bütün varlıkları terbiye edip egemenliği altında bulunduran yüce katına kulluğunu ilan etmektir.

5) Nasıl bir asker, padişahından aldığı türlü türlü nişanları resmi zamanlarda takıp padişahının gözüne görünmekle, eserlerinin iltifatlarını gösterdiği gibi, sen dahi Allah’ın isimlerinin, hoş ve latif cilvelerinin sana verdikleri, insani manevi duygularla nakışlandığını bilerek süslenip, O ezelden beri bütün zamanları ve her şeyi gören ve her şeye şahit olan Allah’ın nazarına görünmektir.

6) Canlıların, hayat belirtileri ve görüntüleri denilen, yaratanlarına selam ve duaları; ve hayat belirtileri ve işaretleri denilen, her şeyi san’atla yaratan Allah’ına tesbihatları; ve hayatın amaç ve meyveleri denilen, hayatı veren Allah’a kulluklarını sunmalarını bilerek görmek ve gözlemlemek, düşünce gözüyle görüp, tanıklık ederek göstermektir.

7) Senin hayatına verilen birazcık ilim, kudret ve irade gibi sıfat ve hallerinden, küçük numunelerini kıyas ölçüsü ile sonsuz haşmet ve yücelik sahibi Allah’ın sıfatlarının sınırsızlığını ve Allah’ın bu sıfatlarında bulunan ve onları tecelliye sevkeden Zat’ının kutsal özelliklerini, o ölçülerle bilmektir. Mesela, sen azıcık gücün ve birazcık ilmin ve sınırlı iradenle bu evi düzenli ve tertipli yaptığından nispetle; şu kâinat sarayının senin evinden büyüklüğü derecesinde şu kâinatın ustasını o nispette, sonsuz güç sahibi, sonsuz ilim sahibi, her şeyi yerli yerinde yaratan, her şeyi sonsuz ilmiyle idare eden Allah olduğunu bilmektir.

8) Şu kâinattaki varlıkların her biri kendine mahsus bir dille her şeyi yaratan Allah’ın birliğine, ortak ve benzeri olmayışına ve her şeyi san’atla yaratan Allahının terbiye ediciliği ve egemenliğine dair manevi sözlerini anlamaktır.

9) Acz ve zaafın, fakr ve ihtiyacının ölçüsüyle Allah’ın güç ve kudreti ve her şeyi terbiye eden, egemenliği altında bulunduran Allah’ın sonsuz zenginliğinin yansıma derecelerini anlamaktır. Nasıl ki açlığın dereceleri ölçüsünde ve ihtiyacın çeşitleri miktarınca yemeğin lezzeti ve dereceleri ve çeşitleri anlaşılır. Onun gibi, sende sonsuz aczin ve fakrınla, Allah’ın sonsuz kudret ve sınırsız zenginliğinin derecelerini anlamalısın.

İşte senin hayatının amaçları, özetle, bunlar gibi emirlerdir.

Şimdi kendi hayatının esası, niteliği ve içyüzüne bak ki, o esas, nitelik ve içyüzünün özeti şudur:

- Allah’ın isimlerine ait hayranlık verici ve şaşırtıcı işlerinin kataloğu,

- hem Cenab-ı Hakkın yüce sıfatlarının mahiyetlerinde bulunan ve onları tecelliye sevkeden Zatına ait mukaddes özelliklerinin ve Allah’ın sıfatlarının bir ölçüsü,

- hem kâinattaki dünyaların bir terazisi,

- hem bu büyük âlemin bir listesi,

- hem şu kâinatın bir haritası,

- hem şu en büyük kitabın bir neticesi ve özeti,

- hem kudretin gizli hazinelerini açacak bir anahtar külçesi,

- hem varlıklara serpilen ve zamanlara takılan mükemmellik, üstünlük ve faziletlerinin bir; en güzel biçimde ve tam kıvamında yaratılmasıdır.

1) Şimdi senin hayatının biçimi ve görev şekli şudur ki:

Hayatın yazılmış bir kelimedir. Varlıkların ve olayların düzenli olarak vücuda gelişinde bir kalem gibi eserini gösteren Allah’ın gücüyle yazılmış hikmetli ve anlamlı bir sözdür. Görünüp ve işitilip Allah’ın en güzel isimlerine, delil olur ve işaret eder. İşte hayatının şekli ve biçimi bu gibi emirlerdir.

2) Şimdi, hayatının iç yüzü ve sırrı şudur ki:

Allah’ın birliğinin her bir yaratıkta yansıması ve görünmesine, her şey Kendisine muhtaç olduğu halde Kendisi hiçbir şeye muhtaç olmayan Allah’ın isim ve sıfatlarının, varlıklar üzerindeki yansımasına aynalıktır. Yani, bütün âleme yansıyan isimlerin odak noktası hükmünde bir kapsayıcılıkla, her şey Kendisine muhtaç olduğu halde, Kendisi hiç bir şeye muhtaç olmayan, bir ve benzersiz olup ortağı olmayan Allah’ın Kendisine aynalıktır.

3) Şimdi, hayatının mutluluk içindeki kusursuz ve tam güzelliği ise:

Senin hayatının aynasında görüntüsü beliren, varlığının başlangıcı olmayan ve her şeyi nurlandıran Allah’ın nurlarını hissedip sevmektir. Şuurlu ve bilinçli olarak Ona şiddetli istek göstermektir. Onun sevgisiyle, aşkıyla kendinden geçmektir. Kalbin gözbebeğinde nurunun yansımasını yerleştirmektir.

İşte bu sırdandır ki, seni yücelerin en yücesine (ala-yı illiyyine) çıkaran, manası Allah tarafından Peygamberimize ilham edilen ve kelimeleri Peygamberimize ait olan bir hadisin, şerefli manası olan: “Ben göklere ve yere sığmam, fakat mü’min kulumun kalbine sığarım”, denilmiştir.

İşte ey nefsim! Hayatının böyle yüce amaçlara yönelik olduğu ve şöyle kıymetli hazineleri içine aldığı halde, hiç akıl ve insafa layık mıdır ki hiç içinde hiç olan, nefsin hoşlandığı geçici zevkler ve heyecanlara, geçici dünya lezzetlerine, zevk ve heyecanlarına harcayıp kaybedersin. Eğer kaybetmemek istersen, geçen kıyaslama tarzındaki benzetmelere, analojilere ve gerçeğe işaret eden:

“Yemin olsun güneşe ve aydınlığına ve onu takip eden aya ve onu gösteren güne ve onu örten geceye ve gökyüzüne ve onu bina edene ve yeryüzüne ve onu yayıp döşeyene ve insana ve onu intizamla halkedene; sonra da ona kötülüğü bildirip ondan sakınmayı ilham edene. Nefsini günahlardan arındıran kurtuluşa ermiştir. Nefsini günaha daldıran da hüsrana düşmüştür”. (Şems Suresi: 91: 1–10) suresindeki yemin ve yemine cevabı düşünüp amel et.

Allahım! Risalet semasının güneşi ve nübüvvet burcunun ayına, hidayet yıldızları al ve ashabına salât ve selam olsun. Bize ve erkek kadın bütün mü’minlere rahmet et. Amin, amin, amin.” (Sözler, Said Nursi)

Günümüz Türkçe’siyle 'Onbirinci Söz’ün son üçte biri.

22. Ağustos. 2004 - İzmir

Ali Oskan
Kayıt Tarihi : 5.2.2009 03:03:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Mücella Pakdemir
    Mücella Pakdemir

    Emeğinize binlerce teşekkürler. Kutlarım.+10

    Cevap Yaz
  • Derya Sezer
    Derya Sezer

    Nur damlalarını anlayarak okumamıza vesile olduğunuz, Rabbim razı olsun, ecrini kat kat nasip eylesin..Rabbim aczimizin ve fakrımızın farkında olup, kulluk şuuruyla hareket etmeyi nasip etsin inşaALLAH..

    Cevap Yaz
  • Salih Kozan
    Salih Kozan

    TEBRİKLER YAZAN YÜREĞİ KUTLUYORUM

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (3)

Ali Oskan