şimdi köyümde evimin duvarına yaslanmışım
bir bardak çaya atmışım şekerimi
oh diye içime temiz havayı çekerken
ağacıma da bir kuş konmuş ve başlamış serenada
annem iki ağaç arasına telefon kablosunu bağlamış
tavsiye ederim çok dayanıklı
eskimiyor sen gitsen de buralardan
yıkadığım çamaşırlardan özellikle pantolonları
ta belinden asmışım
çayımı yudumlarken onları da izliyorum keyifle
gözlerim arada kumlacın derede
derenin getirdiği yedi kavak ağacı bahçemize hediye
altında annemim nane ve maydanozları
ve yanıbaşımda babaannemin kayısı ağaçları
almış mıyım annemi de yanıma
vermiş miyiz sırt sırta
annem kayısı reçelinde
ben huzuru dinlemekte
annemin söylediğine göre
daha analar sarmamış benim gibisini
bunları da duyunca keyifleniyorum işte
helezon makinesinin sesi
buğdayın hışırtısını kesse de
bu bereketli ayda herkes ekmek derdinde
şimdi nasipler dağılırken
Allah kimseyi aç bırakmasın
şükür ettik biz toprağın verdiğine
benim bu mutluluğumdan da herkes payını alsın
eğer kalacaksa yüzde
gülümse miras kalsın
27 Temmuz 2006
Karasüleymanlı Köyü
Kayıt Tarihi : 1.11.2007 14:41:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bana göre övgüyü hak eden bir deredir
Az'mı çocuk bölendi toprağında
Ve onu canlı tutan bereketli bir ana çapa vuran su veren
Ağacın yapraklarını seven, meyvesine şefkat ile bakan
Anaların anası ve onun aynası, Silvan abla
Harikasın. 10 puan
TÜM YORUMLAR (1)