Bakmayın çekilen perdelerin,
Aydınlık oluşunu bu şehirde.
Renk renk desenlerine kanmayın
Saklısında kimbilir kaç yüreği
Bu ayrılıklar, boğar.
Kimbilir, ardına kadar susmuş ömürleri,
Paslanmış ne çok kapı bekler
Hasretin gibi çarpıyor kapıları.
Soluk soluğa atıyorum kendimi sokağa.
Taşlarında izmaritlerimi ezdiğim kaldırımlar,
Sicim bir yağmur altında.
Bir yanıtım yoktur,
Seni soran açelyalara.
Bir meyhane bulur beni.
Beyaz keteni kirlenmiş masalar.
Yorulmuşi bir rakı alır beni.
Kalbime seni sorar.
O an duracak zannederşm bu gevezeyi,
Sol kolumda bu aşkın uyuşmuş ağrısı
Otuzbeşlik ne ki,
Meyhaneci yetmişlik getir
Tek başına gitmiyor zıkkım,
Kavunun tadı zehir
Sen yoksun boynu bükük saatlerin
Bu akşam 'Dürüyemin güğümleri kalaylı',
Gitmiyor be abla, değiştir şu bantı.
'Bu ne sevgi ah, bu ne ızdırap'
Zavallı kalbim ne kadar harap
Çalmıyor artık
Öyle ya çoktan göçmüş Abdullah Yüce
Kayıt Tarihi : 11.3.2003 01:13:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Aydın Öztürk](https://www.antoloji.com/i/siir/2003/03/11/huzunlu-gece.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!