Alacaklı doğmuşuz hayattan.
Sorsan, bahs açılır kabhattan.
Kimbilir ki geçeceğini sırattan!
Hüzünlü değilim, mizacım böyle!
Ne alacağımız biter ne de borcumuz.
Üç günümüz var, biri sorgumuz.
Olmasın ne çıkar, tek olan arzumuz!
Hüzünlü değilim, mizacım böyle!
An olur tükenir tüm umutlar.
Bakıyorsun, bin ömür kuruyor bulutlar.
Aslına bakarsan,beraber çiziliyor hudutlar.
Hüzünlü değilim, mizacım böyle!
Bizimde gelir göklere miracımız.
Gün gelir, kalmaz bir kiracımız.
Belki, affa vesile bir kötü acımız!
Hüzünlü değilim, mizacım böyle!
Tükenirse en değerli hazine.
Ne farkeder saray dibi veya kuzine.
Herkes dem vururken dünyada özüne.
Hüzünlü değilim, mizacım böyle!
Lalede bir renk, gülde bir renk.
Dünyalık düşünüp, arıyorsun denk.
Aslolan, bu sorguladığın ahenk!
Hüzünlü değilim, mizacım böyle!
Hüdanin yüklediği bezip atılmaz.
Alınamaz ömür, satsan satılmaz.
Bilen ile, bilmeyen bile bir tutulmaz!
Hüzünlü değilim, mizacım böyle!
Kimi sıtmadan, kimi kuş palazından,
Kimi dert yanar çoğundan, kimi azından.
Kimi kaybederken bir pis boğazından...
Hüzünlü değilim, mizacım böyle!
Düşün, nerden geldik dizelere baktıkça.
Dil varmıyor isyana düşündükçe, aktıkça.
Beklenen bir buluşmaya yaklaştıkça.
Hüzünlü değilim, mizacım böyle!
Kayıt Tarihi : 26.3.2018 16:39:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!