Kendini arşivlemiş bir halk gibi duruyorsa umut
dibe vurmuş gemilerde nostaljiyse yaşanan
yeniden doğuşlar yeşermiyorsa büyük kırılmalardan
bırak mahzende kalsın bu aşk, gelecek zamanın
deminde kalsın. Nasılsa içeni yok boş sokakların
yenilgiyi şarapla yıkayan cennet ırmağı yok
Her gerçek bir panjur gibi kapatılıyorsa bilince
kendine bir lacivert yaratıyorsa her derinlik
külüne sığınıyorsa kor, humusunu özlüyorsa yaprak
korlaşan bir tunca yazılmışsa acılar
bırak her şey kendi yerinde kalsın
Hiçbir tenin mültecisi değilim. Zamanın pususunda
dikenlere takılı, kurşunun tenezzülsüz geçtiği
kanayan yerimde kalsın bu aşk; kaynakçının bir nar
gibi kızaran gözlerinde, militanın yere düşen bedeninde
amelenin kirli ellerinde kalsın
Bir şeyler yok götürebileceğimiz. Son soluğumuza kadar
alır bu dünya. Uçurumu sevmeden, hangi gül bırakır
kendini uçuruma. Dörtnaldan düşmüşse zaman, eşkine
kalkmışsa hüzün; aşkın tortusudur acı, içleri boşalanda
şarap küplerinin dibinde kalsın
Bir daha yaşamak kabil olsaydı eğer, yeniden yapardım
uçurumları. Uyutmazdım umudu güneşin doğuşuna dek
ve yazardım alnına güneş doğarken: Ateşin çocuğu küldür
düzeltemediğim yanlışlar: Benim küllenen ömrümdür
Ey sevgili
küllenen bu ömrümde, hüznüm de yorgun bugün
sen elini ver şimdi, hüznüm yarına kalsın
Kayıt Tarihi : 5.1.2013 17:53:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Hikayesi içindedir içindedir şiirin, eğer varsa...

Tebriklerimle...
TÜM YORUMLAR (1)