Sanki keskin bir kılıç gibi gözbebeklerine yansıyan perişanım
Öyle bir kasırga ki tümcelerimi anlatmaya yetmiyor fermanım
Beşikteki bebekten farksızdır dilimdeki hayratım
Deniz fenerinin selektörleri gibi ara ara ciğerime çektiğim derin hissiyatım
Herdaim yokluğunda silüetini görmek için kapattığım gözlerim matem rüzgarının girdabından kurtulmak için kendiliğinden kapanıyor çünkü kaldım sadece benliğimle bi çare hüsranım
Sevdiceğim kalmadı göz yaşlarım perişanım
Kula kulluk etmek mezhebimizde yok mezhebimin son treni istasyondayken sar kollarını boynuma bir garip perişanım...
Dönülmez akşamın ufkundayız.Vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Devamını Oku
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta