Yine gecenin karanlığıdır içime çöken
Yüreğimde bayatlamış ihanet aşklarla bir ege manzarasıdır
Kayıp giden gözlerimden.
Küfretsem uzaklara
Bin çığlık tükürsem kokuşmuş etlere
Güneş uzar tarlalarına
Döşer renklerni maviliklerine.
Bir kuş konar telefon direğine
Benim gönlüm yol kenarında
Bir yalnız ağaç gözlerin
Dallarında gümüşten taç
Sen hep sessizdin
Paşa olmuş çocuk gibi
Bir eylül denizi gibi
Ben hep kaynardım
Kısık ateşte beklemeye dayanamadığım
Çaydanlığım gibi
İçinden deniz geçer
Gözlerinden şilepler
Yüzünde rahibe mahçubiyeti
Yüreğinde kutsanmış aşklar cumhuriyeti
Teos medeniyetinin prensesi
Hadi çocuk olalım
Analarımız komşu olsun
Aynı anda meme emelim
Bakışarak aşkımızı doyuralım
Kör ebe gören ebe oynayalım
Selam sana sevgi çınarı
İçimin baharı
Siirlerin ana damarı
Bilgeliğin suyundan içiyoruz
Yollarından geçiyoruz
Seni her şiir de şairde görüyoruz
Neren güzel biliyormusun
Gözlerin, sözlerin kuğu gibi yürüyüşün
Seninle cennete döner cehennemler
Karlari erir umutsuzluğumun
Saklanası güzelliğinde adalar oluşur
Dağlara şavkı vurmuş ayın
Ağaçlar meyveye durmuş
Yüzünde ibadet etmiş
Nur'u doğmuş Kabe'nin.
Göbeğin şehrin şafağına gebe
Dizinde uyutuyorsun tasayı
ADINI sürüyorum tarlama
Tohumlar ekiyorum evlek evlek
Başağa duracağın günü beklerken yüreğim
Senin saçlarında başaklar sarı sarı
Ekmeğin rengi ne renk
Kelime buldum gümüş suskunluğunda
Demir yüklüydün civa hükmünde
Kurşun dökülen güzelliğin
Bir tarih yazılan bin şehit verilen milliyetçiliğin
Yolum engelli viraj dolu
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!