Seninle başlamalıyım yeniden
Güven veren mavi gökyüzü gibi
Bir çocuk gülmesi,annesinin sütünü emmesi gibi
Yıldızla ay albayraktaki gibi
İncir yaprağındaki koza gibi
Dört nala koşan at gibi
Neden kültürünle yıkadın beni
Kokun dağ çiçeklerinin koynuydu
Sığırcık yuvası yüksek olur
senin zekan gibi.
Ne zaman ellerini özlesem,
Mevsimlerden sonbaharı severim
Doğa bütün çıplaklığıyla karşımdadır
Artık örtünemez çiçeklerini
Ayaklarım süpürür sırtındaki bin yıllık kanburu
SİZ HİÇ SONBAHARDA KENDİNİZE SARILDINIZMI
Bir ağaç olsan birde dalların yeşil
Hafiften rüzgar esse yapraklarına
Hani gölgende otursam
Senin ayaklaın olsa Dizinede başımı koysam
Ellerin saçlarımı okşasa
Köprünü dere yatağına kurmuşsun
Seller ayaklarını götürüyor
Üstünden katır yürür
Umudun yüreğinin ortasına kar suyu kaçıracak
Tomruklar temelini yıkacak
Bakışlarını tutamıyorum
Hevesini yutamıyorum
Bilek güreşinde yensemde
Tenine yenik düşüyorum
Geceliyorken ay ışığı duygularında
Çocukluğumun Selvi Ağaçları Gibisin
Dere kenarında dimdik,pürüssüz
Rüzgarda saçların salkım saçak
Bırakasan,bu dere selviler dudaklarından beslenecek
Yıldızlar esneyecek, tatlı uykularında
Gün içinde Dünya da Melekler dolaşır
Ararsan bulamazsın bakarsan göremezsin
Bir şans gününde dikilir önüne
Melekten insana dönüşmüş güzellikler
Aramakla bulunmayan kaderimdeki beklentilerimden
Kapadokya Güneşi öpsün saçlarını
Peri bacaları yıkılsın ayaklarına
Tılısımlar duygularına tünesin
Sen ki mezopotamya senki ürgüp
Kapadokya Malatya Senki büyük bir derya
Dudakların coşkun sakarya
Kalmak neresinde zamanın
Niagara şellalesi tenin
Baksan buğulanır görüntü
Dokunsan alır götürür sonsuzluğa
Coşkunluğudur memelerin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!