Ve bu gün çıktın tahta!
Vezirin;
Fermanını duyurdu halka,
Duymayan kalmadı…
Ülkenin en ücra köşesinde,
Yaşayanlar da uydu bu fermana…
Bu akşam yola çıktım,
Sensiz dönmem eve.
Perdeler çekili kalmış,
Kokun sinmiş her yere…
Gözlerimde belirdi yaş,
Yaşandı bir gün daha yeni yıldan.
Zaman su gibi akıyor anlamadan.
Hasretim artıyor sana durmadan.
Gözlerim ağlama ne olur ardından…
Bu hasret bir gün bitecek inanıyorum.
Kişiyi gözü günaha sokar,
En çok ta dili!
Gören gözü söyleyen dili,
Kullanmasını çok iyi bilmeli!
Ocak/2002
Arifesi bayramın,
Kurban olanlar hazır!
Süslenmiş püslenmişler,
Boyunları upuzun…
Karagözü çaparı,
Gönül hasret kalmış geçmişe,
Seni görünce kavuştu sevgiliye…
Bir de üstüne tıka basa özlem,
Günleri seninle oldu dolu dolu….
Kanlıca da Üsküdar’da
Kandilli’de Çengelköy’de.
Gözler taşır belaya,
İsterse de Mevla ya.
Kâlbin elçisidir onlar,
İsterse çıkarlar duaya…
Güzeli haber verirler.
Hasretini duyduğum zaman,
Bütün tüylerim dikilir…
Sana aşık olmuşsam,
Hasreti böyle çekilir…
Yaradanım,
Bu sevgiyi bana vermiş,
Yaradan bir bahçe sunmuş,
Kullarına cennetten.
Yeşilin her tonu doğada,
İnsanoğlu sanki bir tablo bulmuş.
Kuşları ağaçtan ağaca söyleşir,
İnsanları daha gözlerde sevişir.
Bir gün böyle,
Ayrılacağız seninle.
Sen giden ben kalan,
Olacağız kim bilir!
Sen sallarken el,
Gözümde yaş!
guzel eser
kutluyorum kaleminizi ve sizi.tüylerim ürperdi inanın çok güzel yüreğinize sağlık...saygılar
Tebrikler üstadım.gönlüne sağlık iyi günler dilerim...tam puan