nihavent dönmüşüm kemanla kendime
ölüm cibinliği gecelerde dağlar sazenim
hışırtısı kulakları delen benliğin makamı
kaç ıssız mevsimden geçmişim şairce
yolumda gitmek isterim saman uğrusuna
ortalık is pusmuş.haresizmiş kendisine
ne kadar yakınsa o kadar uzağa düşmüş
venüs.naralarında sevişmeli bir hüzün
ürkek ve çocuksuymuş.
.........ayaz kucakladı derken zebani
dağlarda en kısa yol, doruktan doruğadır;
ama uzun bacakların olmalı bunun için - Nıetzsche -
İmgehân tapınağı
Alımlı gezinir çapkın esinti, us anmaz
utanır denizden, bencil akşamı aldatır benizi
kardan adamdım
çocukları anneleri çağırdı
gittiler yalnız kaldım
durur muyum hiç
yanıbaşıma
kardan bir prenses yaptım
Müphem edâ o düş
deniz vurgunu sicimi
sarkıtıyor akşamlara
tenha
Aşk
Bir kaç taşın arasından kendi geçişini izleyebilmek için
yol varmayı bitiremez hiçbir zaman
- Octavıo Paz-
Düşlerin çağrısı
Düş gösterisi
kırmızı halılar
gözlerimde akşamın diplomatik etkisi
öykümün sıra dışı sevgilisi için
vatansız ilk aşkın büyükelçisi sıfatım
Hafızaya düşen, kuru yaprak kıvamı
yılların öyküsüne kırılgan her yüz
Şehri gezdim, sır kâtibi yakamda eylül
gözlerinde rimel, vitrinlerde firuzeli kız
Tanıdık caddelere misafir arnavut kaldırımı
gelmek elde değil gitmek zamanla
kuşlar bile yuvasında mevsiminde kalıyor
çökerken bir karanlık yalnız başıma
gözlerinden gökyüzü kucağıma ağlıyor
yokluğun sevgiyle yokluyor işte
zifirî karanlık kutsal yara
kabuğu kaldırıyor mazinin eli
mahşeri mum alevi
sol bileğimde yatan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!