hani olurdu
herşeye rağmen olurdu
kına gecelerinde bi mavi traktör
en güzel kıyafetli
4 ya 5 ya 6 yiğit
köyüme temiz
haftanın karmasını sayabilecek kadar tanıyorsam futbolu
yükseleni kova olan yok bilmem ne insanı kadarsa burçtan haberim
en azından ömründe bir defa dahi gebze harem minibüslerinde bazen ayak bazen oturaksam
risk kokusu ağzımda
çalkadım
gündüz uykusunda
kırıntıdır yediğim
sofra döküğü
hamur gibi vücut
istanbulda ayaklarının gidebileceği kadar yürüyeceksin
sonra halicin o kekremsi kokusu genzini yakmaya başlayınca duracaksın..
o çevredeki en yüksek yapıyı tespit edip kapıyı çalacaksın
belki ben açarım..belki ben açmam..
ben açıncaya kadar eyüp sultanı bi ziyaret edeceksin..
az ashap kokacaksın..
var olabiliyorsun...
şiirbaz gibi değil etkinliklerin
amaçlı
ısrarcı
guzine bir sobanın üzerinde ısınan semaver suyu ile duş almaktan aşırı bi şekilde zevk alan..katledilen çoğu deniz canlısı ile uzaktan yakından hiç bi alakası olmayan.. eski futbolcuların şortlarının kısalığı dikkatini celbeden..çekiç örs üzengi kemiklerinden örsü yaşıtlarından yıllar önce kendi ayakkabı dükkanlarında tanıyan..ve her eminönü inişlerinde bir teyzoğlu muhabbetine hasret kalıp ve bunu çoğu zaman ney çalan bir istanbul bedesteninde sütlü kahve içiminde giderebilen adam..
örselenme hevesi
fesleğen geni damar damar
yaşama engel ne var ki
bir damga bellekte silinmez
konsültasyon, sağaltım
vaatler nöbet nöbet
yalnızlık değildir asıl korku..o kadar ürkeriz yaşamdan..o kadar..
peki nedir bu ürküntünün orjini merkezi..elbette bilinmezliklerdir..
baksana çinlilere hep gizemliyi oynadılar..bilinmezdiler hep..ecdadım hep o çin prenseslerini gönüllerinde tünettiler..lakin o kadar bilinmezdiler ve o kadar ürktüler ki hayattan uzaydan bile farkedilir oldular..
içim mezar dışım mezar sıkılmışken ölümün nefesinden
uçmayı nasıl vadederim sana galata kulesinden...
aynı rutin bi geleceğe parmak uçlarını batırıp
yirmibeşyıl mürekkep yudumlayan
cümleler arasındaki boş satırlarını
çizik çizik karahacılı kokan bi not defterine iliştiren
eski yumiyumların turuncu pembe renkleri
ve mavi he-man poşetleri
hayat için çırpınan bir gönül görmedim