Gece ayaz,
Sabaha var biraz,
Birden üşüdük, ürperdik,
Titredik bir yandan yaprak gibi,
Boynuma sarılıp sımsıkı,
Öptün ya beni,
Yaman’ın atelyede halı dokur kızlar,
Fadime dezem gene hasta,dizi sızlar,
Sarı hoca yanık yanık okur ezanı,
Çolak amat çoban, önünde guzular,
Yörük dedemin evin önünde durur,
İnneci şakir aşşa evde oturur,
Sabah horaz öttü nebioğlunun damda,
Hatıp orta camide imamda,
sesi kısık sanırsın ezan ilimenden gelir,
Urşanın yılmaz icat peşinde,
Galeycinin musduvanın gafayı şişirir,
elde gazma kürek köşkerde eşinir...
Onlar..
Seni bir tabuta koyarlar,
Bayrağa sararlar.
Yakalarına yakışıklı bir resmini asarlar,
Saf tutar,
İki rekatta namazını kılarlar,
Ben çok yoruldum inan sensiz olmaktan.
Çok yoruldum sana doğru koşmaktan.
Bir adım da sen gelsen,
Yada bir tatlı söz söylesen,
Dizlerim tutmuyor artık ellerim kopuyor,
Hava,Trilya zeytini taneleri gibi kapkara,
Bir yıldız,bir uçtan diğerine geçiyor kayarak Körfez’i,
Antalya’nın kenarına oturmuşum,
Seyrediyorum önümde alabildiğince uzanan Akdeniz’i.
Ay,karanlığı delerek başını uzatıyor Tahtalıdan,
Aşk Denizde kum gibidir,
Hangi dalgayla çıkarsın içinden bilemezsin,
Ama döneceğini bilirsin gelişinden dalganın,
Ne kadar kalırsan kal kenarda,
Sonuç belli kuralı bu doğanın,
ya Denizde Kum olursun yada duvarda.
Oturup kentin kenarında beklerler,
Soğukta yolunu gözlerler gelenin,
Kurumuş Kavaktan tahtaları,
Güzel güzel tek tek işlerler,
Yontar ve yan yana dizerler,
Tabut yapar,
Oturup kentin kenarında beklerler,
Soğukta yolunu gözlerler gelenin,
Kurumuş Kavaktan tahtaları,
Güzel güzel tek tek işlerler,
Yontar ve yan yana dizerler,
Tabut yapar,
Hasretliğin bu kadar acı olduğunu bilmezdim,
Ağlamaktan kalmadı gözümün feri,
Avare dolanır dururum,
Kendimi kaybettiğimden o günden beri.
Bilseydim ben sizliğin bu kadar zor olduğunu,
Girip kaybolmazdım o kocaman yürekte,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!