Ürkek bir serçe gibisin,
Elimi uzatıyorum konmuyor,
Korkuyorsun,
Bu ne zamana kadar sürecek.
Bilmiyor yada söylemiyorsun,
Her anım senle
Biz Devrimi yüreklerimize gömdük.
Yüreklerimizide,hücrelerine Tutsakhanelerin.
Tırnaklarımızı duvarlarına Çetele tutarken,
Gözlerimizi tavanına gölgeleri izlerken.
Demir kapılarının ardında onca acı çekerken,
Tutsak olan sadece bedenlerimizdi.
Sene 1980 Eylül ayı,
Babamı sürmüşler,Akşehir’e
Altı ay olmamış Bozkır’dan,
Geleli daha Beyşehir’e,
Beklerden burada biraz kalmayı,
Gördük yine Hanya ile Konya’yı.
Gün akşama döndü.
Hücreme karanlık,
Aklıma sen düştün.
Bir elimde kalem,
Diğerinde silgi.
Kör ışıklarda,
Aşk bir çocuğun,
Gözleri ile bakmak,
O çocuğun kalbiyle görmek,
Yüreğiyle duymak söylenenleri,
Aşk dokunmak tüm çıplaklığıyla,
Tertemiz bir yüreğe.
Bana yüreğini ver,
Sana canımı vereyim,
Bana bir gülüver,
Son damlasına kadar
Kanımı vereyim.
Bana öyle bir şey söyleki,
Akşamlarını hiç sevemedim Antalya’nın.
Ayaklarım tersine gider,
Aklımın yönünden,
Yüreğimin sesine doğru.
Sanki sıcacık bir gökkuşağı mavisi,
Beni bekler Mirador’da.
Hayat…
Hepimize birer kütüphane,
İçinde binlerce kitap sunar.
Okunmak için bekler,
Sayfa sayfa,
Yaprak yaprak.
Sensizlik.
Uçsuz bucaksız bir orman misali,
Üzerinde Güneşin hiç batmadığı,
Derin mi derin vadilerinde,
Sınırsız düzlüklerinde,
Binlerce ağacın yaşadığı,
Yıllar yılı kandırmışlar beni,
Kocaman bir yüreğim varmış hiç inanmadım.
Doğru olamaz,okadar uğraştımda seni
O yüreğe bir türlü sığdıramadım..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!