Ürkerek bakardın bize
Sanki gözlerin zardan bir küre
Birazcık giriversek içine
Paramparça olmandan korkardık; kaçardık.
Tedirgindi yüreğin
Soluklanmanı duyan olur diye.
O daha bebeyken annesi öldü,
Beş kardeş, bir babayla,
Bir düğüm attı yüreğine,
Sol yanın sızısını duymamak için
Sağ yanına döndü.
Es Tufan es ortalık senin
Güneşe aldırma kendini kandırıyor
Hangi sıcağına bulamış bizi
İhtişama bürünüp aydınlattım sanıyor.
Es Tufan es delicesine
Ben sana ancak seni verebilirim
Biriktirip içimde seni
Sana senin kadar gelebilirim
Bakışlarında varsa ışık
Yüzünde aydınlığı bilirim
Ne zaman geldin
Ne tatlı geldin
Bedenime, ruhuma...
Sıcacık yatağıma sokuluverdin
Mahmur, yürek serinliğinde bakarken sana.
Geldin mi?
Boş ver be hocam
Bu sefer de böyle olsun
Öyle bir salaşlık, öyle bir anlamsızlık.
Kendimizi ciddiye almayalım.
Boğulmayalım içimizde
Mümkünse gereksiz konulardan laf açalım.
Sancılı bir tebessümün vardı senin
Kimlerin tokatını yemişti o nefessiz dudaklar
Hazin bir diken tel örerken yüzüne
Nasıl da boyuyordun dışını;
Kanına banıp kırmızı.
Sancılı bir tebessümün vardı senin
Gül dalı değilim ki ben
Kırsan ne olur!
Bozkırın soğuk yalnızlığından
Doğa kurtulmuş olur.
Sen değilsin ki kırgınlığım
Ne de sensizlik
Özleminde sürdüm seni kalbimden
Ben istemedim, özlemin istedi.
Gözlerindeki fer söndü önce
Ellerin nasırlandı
Saçların, o ışıklı saçların
Tutam tutam döküldü
Akarken içimize irin,
Dışarı atmak ümidi
Biraz da şiir.
Yok olan zamana inat,
Yaşıyor duruşu almak
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!