HOŞGELDİN!
EMEK KARDELEN
Gözümüzün ışıltısı,
Gönlümüzün baharı,
Aramıza hoş geldin.
On sekiz Eylül’de doğdun,
Sabah saat beşte;
geliyorum dedin,
Ta akşam;
dokuzda geldin.
Bütün bir Pazar gününde;
Hepimizi asker ettin.
İyi ki de doğdun;
Emek Kardelen,
O kadar güzelsin ki,
Gür mü gür saçların,
O güzel yüzün,
Dünyanın en güzel,
En tatlı bebesi,
Sensin inan.
Gün geçtikçe güzelleşen.
Yavrum,
Bebeğim,
Kardelenim;
Seni çok seviyoruz
Ve çok seveceğiz.
O kadar mutlu ettin ki bizi,
Aramıza katılarak.
Birdik iki olduk,
İkiydik üç olduk.
Çifte bayram oldu,
Senin doğum günün.
Birinci evlilik yıldönümümüzde,
Geldin aramıza.
Şimdi annende bende,
Çok mutluyuz.
Seni seviyoruz,
Emek Kardelen.
İyi ki geldin yuvamıza.
29.Eylül.94
Kayıt Tarihi : 2.5.2007 16:54:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
İyi ki doğdun... Adnan ŞAHİN “İnsan anne baba olmadan, anne babasının kıymetini bilmezmiş.”derlerdi de, anlayamazdım bu sözde ki derinliği. Meğer kendi canımızdan, kanımızdan bir parça gösterecekmiş bize, dünyanın kaç bucak olduğunu ve ne olursa olsun “yaşamak güzel şey be kardeşim.” diyebilmesini. 18 Eylül 94’te anne babasına birinci evlilik yıldönümlerinde hediye olarak geldi aramıza yavrum. Daha evlenmeden önce kız olursa adı; “ Emek” olsun istemiştik aşkımla, ve yıllar önce Öner Yağcı’nın “Turnalar” adlı kitabında, cezaevinde ki babasıyla mektuplaşan “Kardelen” çok etkilemişti beni. Birleştirince ikisini, güzel olmuştu; Emek Kardelen ismi. Sıra dışı bir bebeklik yaşadı Kardelen. Aşkımda, bende, aynı fabrikada vardiyalı çalışıyorduk o zaman. Ve on ay kadar, yavrumuza kendimiz bakabilmek için, ayrı vardiyalarda çalıştık, sadece geceleri görebiliyorduk birbirimizi aşkımla, ama ortak bir mutluluğumuz vardı, aşk bahçemizin kar çiçeği büyüyordu günden güne. Ben işteyken eşim, eşim işteyken ben yanında oluyordum yeni ve en büyük aşkımın. İlk banyosunu bile ben yaptırdım ve beni banyodan kovana kadar böyle devam etmişti. Daha otuz günlüktü ilk akşam baş başa kaldığımızda, ana kokusuyla, baba bir olur mu, ne de olsa, onların arasında harika bir empati vardı, tam üç saat ağlamıştı, beni yadırgayarak, nasıl korkmuştum, onu susturabilmek için neler yapmadım, en sonunda bende ağladım onunla, ve sustu, kucağımda uyuya kaldı. İlk uyutmayı unutamazsın, anneler beni daha iyi anlar. Mamasını hazırlamak, biberonla içirmek, dizinde sallamak, kucağında şarkılarla, ninnilerle adımlamak, altını almak, bezlerini yıkamak, ipe sermek... Hepsini yaptım, o yüzden fabrikada ki kadınlar, beni örnek göstererek, kafa tutmuşlardı kocalarına, bende yangına körükle gitmiştim, onlara yardım adına. Fabrikanın maskotu olmuştu Kardelen, çünkü fabrikada devir teslim yapıyorduk yavrumuzu, benim kucağımdan, annesinin kucağına geçiyordu makine gürültüleri arasında. Bu yüzden bütün işçiler çok sevmişti Kardeleni. Yıllar geçti, şimdi annesinin boyuna erişti. Çok ağır başlı, saygılı, vefalı, sevgi dolu ve akıllıdır benim kızım. Bazen uzaktan izlerim onu. Okulun dışında teneffüs zilini bekledim bir gün. Bütün çocuklar güle oynaya bahçeye koşuşturdular ve kızım göründü uzaktan. Engelli(yürüyemeyen) arkadaşı Tuğba annesinin kucağında, eli Kardelen'imin elinde, başladılar bahçeyi turlamaya. Usulca uzaklaştım ağlayarak, “işte benim yavrum” dedim onur duyarak. Çünkü bütün arkadaşları oynarken o Tuğba'nın yanındaydı. Geçen senede öğretmeni ödev olarak; Atatürk ilke ve inkılaplarını maddeler halinde sadece başlıklarını yazın demişti, ama Kardelen'imse tek, tek hepsinin açıklamalarını yazmıştı. Öğretmeni; “ Atatürk yaşasaydı, seninle gurur duyardı kızım” demişti yavruma. Aşkım benim, canım yavrum, baharım, kar çiçeğim, bebişim, Emek Kardelenim; İyi ki doğdun güzel kızım, iyi ki doğdun. Sana güzel bir dünya bırakabilecek miyiz bilmiyorum ama? Nice, nice yıllara çiçeğim, nice, nice yıllara...
Adı kadar güzel,adı kadar temiz ve aydınlık yarınlar
diliyor baba yüreğinizi kuluyorum.
Saygımla
TÜM YORUMLAR (1)