Kirpiklerine hindiba taneleri düşmüş,
öyle hafif, öyle kırılgan ki…
Bir rüyanın kenarına asılı kalmış gibi duruyorlar,
sanki dünyanın bütün sessizliği
senin gözlerinin ucunda soluklanıyor.
Üflesem dağılır sensizlik,
ama kalbime çöken bu ağırlık
hiçbir rüzgârla hafiflemez biliyorum.
Her uçan tanede
bir parçam biraz daha
karanlığa savruluyor;
her parçayla beraber
bir bahar daha eksiliyor içimde.
Öpsem; vuslât olurdu,
ama dudaklarımın çizgisine kadar
tuz gibi bir özlem birikmiş.
Her nefesten önce sızlıyor,
her nefeste biraz daha kabuk bağlıyor
ama hiçbir zaman tam iyileşmiyor.
Sussam; hasretinin gurbeti büyüyor içimde,
büyüdükçe ağırlaşıyor zaman,
ağırlaştıkça daha çok yoruyor beni.
Kimsesiz bir şehir gibi
ışıkları sönmüş sokaklarında
yalnızlığımın ayak sesleri yankılanıyor;
her adım geri dönülmez bir gecedir sanki.
Söyle sevdiğim,
kaç şiir eder şimdi yokluğun?
Kaç geceyi bölüp uykusuz bıraktırır adın,
kaç sabahı sessizliğe teslim eder?
Kaç kere çatlatır içimdeki sabrı,
kaç kez döndürür beni
aynı yaranın kıyısına?
Ben her sabaha sensiz uyanırken
göğsümün sol yanı
bir mezar taşı gibi ağır,
sanki adını anınca bile
taş biraz daha derine batıyor.
Bunca özlem,
bunca içime dökülen karanlık,
hâlâ seni anlatmaya yetmiyor.
Kelimeler elimde titriyor,
cümleler eksiliyor,
her harf seni arıyor
ama hiçbirinde bulamıyorum.
Senin yokluğun
eksilmeyi hiç bilmiyor,
her geçen gün biraz daha çoğalıyor,
biraz daha koyulaşıyor içimde.
Söyle…
kaç şiire sığar bu hasret,
kaç dizede yanarım ben,
kaç defa yazsam adını
hiçbirinde tamamlanmaz bu yara?
Her mısrada biraz daha kanıyor,
her hecede biraz daha çoğalıyor acı.
Söyle sevdiğim…
Yokluğun kaç şiir eder,
ve ben daha ne kadar dayanırım
bir tek mısrada bile
senin olmamaya?..
@dsız..(KıRık_K@Lem)
Suskun Adam ZeyneppKayıt Tarihi : 8.12.2025 18:13:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!