Ve bu hayat;
Kayıp bir zaman zarfında,
Sormaksızın cümlelerimin öznesini,
Faili meçhul yüklemlerle yüklenir yüreğime.
Hayatlarımız:
Uğranılan her şehir gibi biraz kalabalık,
Çokça yalnız...
Bazen kaçmak istersin.
Zamanı vurup kör bir kurşunla,
Durdurmak istersin yaşamı o anda.
Silgiye düşman kâğıtlara,
Son bir veda mektubu yazarsın.
Sonra kapıyı çarpıp çıkarsın.
Şimdi titrek bir mum ışığında,
Hayalin perde perde gözlerimde.
Ayaz vuran avuçlarım sahipsiz;
Yolları yabancı sokaklara çıkan bir şehrin,
Sisli sabahlarına uzak vakitlerinde.
Düşüncelerim ''sen'' odaklı,
Geceler boyu seviş seviş nereye kadar,
Kandiller sönünce ey yar!
Olur olmaz ateş basmalar,
Müstehcen tonda kıkırdamalar…
Hele ilk öpüşün verdiği o haz,
Hiç düşünmedin dimi?
Hesap sormadın yıllara,
Neden diye aldıklarına.
''İyi kalpli amcaları birer birer uğurladık.''
Peki, kim kaldı geriye?
Kim masallar anlatacak şimdi,
Gözlerim,
Şimdi sen, iyisi mi uyu.
Bu handa kaybolmuş bu yolcuyu,
Hiç görmedin say, bir mayıs sonu.
Sözcüklerim,
Rüyalardan uyandım az önce.
Gece vakit üçü az geçe,
Yalnızlıktan mı korkum bilmem ne?
Kargacık burgacık yaratıklar peşimde.
Kaçmaya çalıştıkça dolandı ayaklarım,
Nefesim hep bir son haddinde.
Tanrı hükmetti ve yaratıldı kadın
Türlü cefasını çekti kadın olmanın
Kah döküldü kırılası ellerce kanın
Kah yakıldı en ağır sözlerle canın
Hor görüldün, örselendin, yeri geldi kabul görmedin
Kendini insan sayanların caniliklerine boyun eğdirildin.
Ürperten bir ıslık gibi kulaklarımda,
Nisan rüzgârları ilkyazın
İyot kokuları titreşirken burnumda,
Sefası akşam kokan çiçekler süsler bahçemi.
Uzaklar doğuran düşünceler içinde,
Huzurlu yeşillikler tüterken henüz topraklar,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!