Geceler boyu seviş seviş nereye kadar,
Kandiller sönünce ey yar!
Olur olmaz ateş basmalar,
Müstehcen tonda kıkırdamalar…
Hele ilk öpüşün verdiği o haz,
Sararıp düşerken takvimden yapraklar,
Hazırlıksız yakalandığımız bir Nisan.
Ve çiğdem güzelinden yoksun bir bahar.
Hüzün sokağında meskun mahalimin,
Vuku bulmakta olağanüstü birtakım haller.
Ve ben her şeyden bihaber,
Hiç düşünmedin dimi?
Hesap sormadın yıllara,
Neden diye aldıklarına.
''İyi kalpli amcaları birer birer uğurladık.''
Peki, kim kaldı geriye?
Kim masallar anlatacak şimdi,
Gözlerim,
Şimdi sen, iyisi mi uyu.
Bu handa kaybolmuş bu yolcuyu,
Hiç görmedin say, bir mayıs sonu.
Sözcüklerim,
Rüyalardan uyandım az önce.
Gece vakit üçü az geçe,
Yalnızlıktan mı korkum bilmem ne?
Kargacık burgacık yaratıklar peşimde.
Kaçmaya çalıştıkça dolandı ayaklarım,
Nefesim hep bir son haddinde.
Tanrı hükmetti ve yaratıldı kadın
Türlü cefasını çekti kadın olmanın
Kah döküldü kırılası ellerce kanın
Kah yakıldı en ağır sözlerle canın
Hor görüldün, örselendin, yeri geldi kabul görmedin
Kendini insan sayanların caniliklerine boyun eğdirildin.
Ürperten bir ıslık gibi kulaklarımda,
Nisan rüzgârları ilkyazın
İyot kokuları titreşirken burnumda,
Sefası akşam kokan çiçekler süsler bahçemi.
Uzaklar doğuran düşünceler içinde,
Huzurlu yeşillikler tüterken henüz topraklar,
Sözün kifayetsiz kalması gibi,
Bir mayıs düşün,
Boğazlarda düğüm yarım kalanlar,
Bahsi ciğere işleyen,
Hüznü bahara küstüren,
Yağmur damlasında gizli hatırası,
Bu kaçıncı aşk?
Bu kaçıncı kadın?
Tazeydi daha kimisi.
Kimisi de olgun.
Şimdi ise hepsi,
Mazi gibi solgun.
Bungun bir sıcak, toprağım tütün kokulu
Ve çamların altında uyumaktan aldığım haz
Göğümde çivilenmiş yıldızlarla dolu
Ne güzel mevsimdi eskiden yaz
Göç etmekte zaman kanatlar altında




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!