Bir başlayabilsem cümleye en doğru yerinden,
Tutup bütün kelimeleri öznesinden yüklemine
Mutluluğu anlatabilsem.
Cümlelere dökebilsem umudun en coşkulu sözcüklerini
Devrik olmasa da olur içimize attıklarımızın ifadesi.
Çıkmaz sokaklar gibi çıkmazlara bir kapı açsam.
Düşünce suçundan assalar beni,
Son arzumu söylemeden daha.
İmam bitirmeden duamı,
Kurutulan üç fidan gibi,
Boşlukta sallanır bulsam kendimi.
Babama teslim etseler,
Bu gece –böyle de gece olmaz ya hani-
Yıldız topluyorum gökyüzünden seçe seçe.
Gereksizlerini söndürüyorum bir bir
-Oğuzhan Uğur şarkısı bilen bilir-
Ay dede bana bakıp sırıtıyor pişkince.
Radyoda bir türkü çalıyor Zara’dan:
Öyle bir akşamda gel ki,
Aylardan ekim olsun.
Hava kurşun kadar ağır,
Yapraklar sararıp solsun.
Ne varsa hayata dair,
Katlanılması öylesine zor;
Vakitsiz naralar atasım,
İnsacıkları uyandırasım var tatlı uykularından.
Bu gece içmedim, değilim sarhoş tayfasından.
Yok, yok şahsıma iftira etmeyin.
Hakkımda yanlış da düşünmeyin.
Ben önceleyinde hep böyleydim zaten.
Bir bahar yeşeriyordu şimdi dışarıda,
İlmine sahip olmadığım kuşların cıvıltısında.
Şehrimiz gurbeti kuşanıyordu baştan ayağa
Tatlı bir hayal oluveriyordu uzaklarda sıla.
Ve bu hayat;
Kayıp bir zaman zarfında,
Sormaksızın cümlelerimin öznesini,
Faili meçhul yüklemlerle yüklenir yüreğime.
Hayatlarımız:
Uğranılan her şehir gibi biraz kalabalık,
Çokça yalnız...
Bazen kaçmak istersin.
Zamanı vurup kör bir kurşunla,
Durdurmak istersin yaşamı o anda.
Silgiye düşman kâğıtlara,
Son bir veda mektubu yazarsın.
Sonra kapıyı çarpıp çıkarsın.
Şimdi titrek bir mum ışığında,
Hayalin perde perde gözlerimde.
Ayaz vuran avuçlarım sahipsiz;
Yolları yabancı sokaklara çıkan bir şehrin,
Sisli sabahlarına uzak vakitlerinde.
Düşüncelerim ''sen'' odaklı,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!