Konuşmak istiyorum,
Hiç susmadan ara vermeden.
Korkuyorum!
Korkutuyor beni bu sessizlik.
Yansımasız hayatımda,
Konuşup da duyulmamaktan korkuyorum
Yerde kar var
Yine masumca örttü
Tüm pis insanların
Şu yalan dünyanın üstünü
Ayak izlerimizle buluştu sonra
Mutluluk! Söyle nerdesin?
Yıllardır çözemediğim bir bilmece,
Ulaşamadığım bir yer gibisin.
Belki de hemen içimdesin
Ya da bir bebeğin gülüşünde gizlisin.
Usulca indi yağmur
Etleri çatlamış toprağa
Yaralarını sarmaya çalışır gibi.
Sonra iki küçük bulut kavga etmiş olacak,
Ki; ayrılıyorlar birden
Bu küçük aralıktan başını uzatan güneş
Bu ne hazin duruştur
Dayanmışsın tüfeğe
Belin az bükük
Böğründe kan lekesiyle
Önünden geçseler de
Sığırla, atla,eşekle
Adımla kaderimin buluştuğu yerde,
Sabahın ilk saatlerinde
Yani seher vaktinde,
Kuşlar yeni uyanırken ve
Güneş tarlaların saçlarını okşarken
Bir buruk tebessüm yükseldi,
Işıklar karşıda yanıyor,
Buralar karanlık.
Teypte acıklı bir türkü,
Gökyüzü yıldızları doğurmak üzere,
Ayın ise kırkı çıktı bile.
Yorulmuş toprak tartmaktan yedi ceddi.
Güz mü daha zor geçer,yaz mı?
Hangisi daha soğuk, kış mı, sen mi?
Bir küçük tebessümdü beklediğim,
Beklemek mi beyhude,senin ettiğin mi?
Ufuk mu daha üzgün, gözlerim mi?
Şimdi bir yalnızlık türküsü dudaklarımda
Ve bitmek tükenmek bilmez bir hicran yarası
Ufukta alabildiğine hırçın bir kırmızı
Bi de yuvalarına doğrulan karıncalar.
Şu mahsun, güzel ve kısa akşamlar
Hep ayrılışı hatırlatırlar
Leyli bir gecedir
Korkunun zuhur ettiği.
Karanlıklar,yalnızlığa kademdir
Yahut huşunun rütbelenişi.
Vuslat zor!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!