Bir katre zülal midir
Gerdanına süzülen?
Neyin çağrısı bu?
Ne üzdü seni bu denli?
Ve ne zaman başladı
Bu sessiz boşalış?
Gidiyorum ey nigar!
Senin bilmediğin bir yere gidiyorum
Akşamların hırçın yüzünden kaçıp
Ak yüzlü sabahlara gidiyorum.
Gidiyorum ey nigar!
Bir Gül açıyor
Haber alıyor Kisra
iblis'e fırsat mı kalıyor?
Ki; yapsın bir eza.
Bir Gül açıyor
Sonbaharda çiçek açtım ben.
Mevsimsiz yağan kar gibi.
Sonra eridim gittim,
Dökülmüş yapraklar arasında.
Bir hüzünlü yağmur düştü önce,
Ayrılık;
Gidenin ardında bıraktığı
Boş sandalyeye bakakalmaktır.
Susmaktır, sessizce düşünmektir.
Bir saate saatlerce bakıp,
Saatin kaç olduğunu anlayamamaktır.
Dikiyorum bakışlarımı
Ufuktaki ala kırmızıya
Ve bakıyorum tepemdeki
Mavi göğe, masum aya.
Benden bir parça gözyaşı,
Düşüyor kara toprağa.
Mezarları gördün mü?
Birsürü taş ve toprak mıydı yoksa gördüklerin?
İşittin mi?
Onlarda bakıp geçerdi bir zaman.
Hissettin mi?
Ölüm sana da, bize de çok yakın.
Puslu bir hava çöker önce
Sonra bozulan moraller
Ve göçüp giden hayaller
Affedin beni!
Birgün öleceğim biliyorum.
Ölmeden af diliyorrum sizden
Af diliyorum çünkü;
Masiyetlerim Tuğba'nın gölgesini engelleyebilir
Eğilmeler, taltifler ancak size layık
Merhametin yanaşma gibi olduğu şu dünya da
Merhamet beklemek niye?
Yalnızlık sonu var mı bu çaresizliğin?
Tam hayat durdu sanarken canlanmak
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!