Şehre yalnızlığın çöktüğü o serin gece
Ayak seslerimizle uyandı mahmur sokaklar
Gözlerinde düşlerken o ılık aşkı çılgınca
Çağladı Karadeniz coştu duygular.
(19 Temmuz 03)
Arada bir hatırla beni, unutma!
Kızgın bir güneş yaktığında yüreğini
Ve göğsünde bir sancı başladığında,
Dudakların kıraç diyarlarda su aradığında
Hatırla beni,
Bil ki, yağmura gebe bulutlar misali
Sokak çocuklarıydı karanlıkta gördüğüm
Minik avuçlarına takılmıştı yüreğim
köprü altındaydılar hevesleri kördüğüm
Bağımlı soluklardan çınlamıştı kulağım
Üşümüş ateş yakmış başına toplanmışlar
Serin bir rüzgar karışıyordu gece yarısına
Temmuz kelebeği dolanıyordu lambanın çevresinde
Ay ışığında salınırken uysal ağaçlar
Demli çayımı yudumluyordum hüznün balkonunda.
Geceyi uyandıran çığlıkla kapandı sayfalar.
Yaşayamadık çocukluk günlerini,
Gençlik yıllarına taşındı hevesler.
Hayatın sorunlarını yüklenerek,
Bir bir çıktık yokuşları sabırla.
Erken olgunlaştı düşünceler.
Ördüm aşkın sarayını
Kurdum visal hayalini
Bulamadım emsalini
Esirgeme ilacını
Aşktan meşkten bitkin düştüm
Dışarıda kar yağıyordu, içerde sensizliğinin sesi
İçimde sen vardın, pencerede gülüşünün gölgesi
Sana bir beste yaptım, yarım kaldı notası
Duvardaki resmine doğmuştu tan güneşi.
(Ocak-2004/Ankara)
Hatıra kaldı çiçek kokan gülüşün
İçimde büyüyor o derin bakışın.
Sevdan ne güzelmiş sevgili dilber.
Ömür tazeler her salınışın
Bir gün olurda rastlarsam sana
Çekip gidiyorsun bu şehirden ansızın
Bir yanım hasretin bir yanım derin sızın
Bir yanım yitik bir aşkın ince sazı
Bir yanım ıssızlık, bir yanım Ankara'nın ayazı.
Çekip gidiyorsun bu şehirden ansızın
Ne vefasız gönüllere bağlan
Ne sahte gülüşlü gözlere inan
Aşkın dergahına varmaksa emelin,
Usulca sevda türkülerine yaslan
(8 Kasım 2003/Ankara)
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!