Deniz yeşil, mavi
Çakıl taşları donuk gri
Bugün nedense
Açmaz ikisi de yüreğimi
Kilidi paslanmış parmaklıkların
Karanlıktır gerisi
Bir yürek olmuştuk bir ceylan,
Bir bütün olmuştuk bir küheylan,
Nice güzellikler doldurmuştuk yüreklerimize,
Sen bir ceylan ben bir küheylan.
Kan kırmızısı güllerdi yüreğine dolan,
Kan kırmızısı dikenlerdi yüreğimi kanatan.
Masmavi gözlerinin ölüme isyanıydı,
Bize yaptığın alışkın olmadığımız bir numaraydı,
Hala inanası gelmiyor sevenlerinin,
İçimizden aniden çekip ölüme isyan edişin,
Ve öteki tarafa gidişin,
Haklısın, Rıza’ya söz vermiş idin.
Kanaviçe gibi işledim,
Seni yüreğime,
Özlem, Özlem diye
Seviyorum seni,
Ta uzaklardan,
Keder ve hüzünlerimle,
Gülüp geçerim sessizce geçmişime
Varmak istediğim yerlerden uzak
Sorardım hiç bilinmedik şeyler
Bilinçaltımın derinliklerinde kök salan çocukluğum,
Ne kadar severdim bir bilsen
Dere kenarında çakıl taşlarıyla oynamayı
Bu bir masum yalnızlıktı,
İçimi sızım sızım burkan,
Sana olan içten bir hayranlıktı,
Yüreğimi sevgiyle dolduran.
Sen baharın çiçekleriydin,
Hani hatırlıyor musun o ilk günümüzü,
Seninle el ele, kol,kola, göz, göze,
Ve gönül gönüle...
Oturmuştuk pamuktan bir taşın üzerine,
Geçmiştik kendimizden,
Sanki rüyadaymışız gibi,
Birgün geleceksin diye beklemiştim,
Gözlerim ufuklarda seni gözlemiştim,
Senin uğruna herşeyimi ertelemiştim,
İşte o zaman,
Ertelenmiş duygularda boğuluyordum.
Bir rüzgar misali esip geçtin,
Yüreğimi yerinden sökün ettin,
Ben içimde sevgileri inşa ederken,
Sen bütün güzellikleri yıkıp geçtin
Bütün çiçeklerimi ezip geçtin.
Bir fındık ağacı kurduyum,
Dağ, bayır durmaz gezerim
Solmaz çiçeklerin yurduyum
Emirmiş, fermanmış çok dinlerim.
Gezer, tozar sevişirim,
Sevdaların gönül eriyim.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!