Sıyrıldık bir hayattan ne kadar acıtır ki sevmelerin yangını
Sevemediğin bir karaktere dönüşürken geceleri hüzünlerimiz.
Elleriyle umudu eken bir işçinin aç kalan çocukları kadar
Bir kadere düşmüşüz yaşamaya mecbur olduğumuz.
Sahiplenemediğimiz duyguları sarmışız başımıza
Ne yangınlardan çıktık da nefessiz kalmadık bu hayatta
Ne depremlerle sallandık da kalmadık enkazlarında
Yaşamaya dair her yolda muhacirlik yaptık
Derin molalar verdik soluklanmak için
Bazen yıprattığımız pabuçları çıkardık
Yalın ayak devam ettik yola tereddüte mahal vermeden.
Ayağımıza batan dikenlerin yarası vardı hep bizimle
Bir de gönlümüze düşen bir yağmur tanesinin sıcaklığı
Koynumuzda bir gül beslemiştik koklamak için
Başımızda hep bir dert, acıyla yoğrulmuş haliyle
Göçe zorlanmıştık ezelden ait olduğumuz yerlere.
Turnaları görmüştük, bizim kadar gamlı olmasalar da
Bize eşlik eden göçebe bir yoldaş gibiydiler.
Kervanları yetişmiştik, selamımızı verip de geçmiştik önlerine
Hayâsızca bir akındı bizimkisi, yaşamaya dair umutlara doğru.
Salıncaklarda sallanmaya vaktimiz yoktu, erteledik hepsini
Yaşamayıp ertelediğimiz çocukluğumuza ait olan diğerleri gibi.
Zamana meydan okumalıydık, mekâna dar gelirdik yoksa
Düşlerimizde mutlu olurduk uykuya düştüğümüz zamanlarda
Avunurduk bir zemheri mevsimde muhabbetimizin sıcaklığıyla.
Dostlarımıza yaşatmazdık anne baba özleminin burukluğunu
Yokluk içinde varlık olurduk darlıklara düştüğümüzde
Uçurtmalarımızı bıraktığımız gün ant içmiştik belki hepsine.
Umurumuzda mısın dünya! Seni terke meyletmişiz biz
Yoldaşımız gönlümüze düşen aşkta saklı, sen anlayamazsın.
Vefasızlığın olmasaydı ortağın olmaya razıydık hâlbuki
Bugün üzerinde gezinen beşere yarın yorgan olmayacak mısın?
Umurunda mıyız ki senin, sen de umurumuzda olasın.
Ağladığımız an kadar kısa sürer senle birlikteliğimiz
Sana bağlanamayız, ezelden ıraksın sen bize,
Kuraklığın kadar gerçektir, sellerin kadar acımasız
Sana uzanan elleri tutmaların…
Yağmurlara hasret çekince duası bizden olur
Kucaklaması senden rahmet pınarlarından akan can suyunu
Sahipli bedenlerimizi senden aldığımız doğru,
Sahibine emaneti senin kapından geçerek teslim ederiz.
Bilmez misin ki giderken vedaya vakit lazımdır.
Madem bizi sıkacak bağrındaki üç beş kürek çamur
Bırak da yolumu yaşamaya değer mekânlara süreyim.
Aklımızda bir tereddütün dahi sığacağı zerre kadar yer yok
Ömrümüze biçilmiş bir malum vaktin bilinmezliği kadar
Açık ve gerçekçi şüphesizliğimizin kesinliği…
Bıçak ağzında bekleyen kellemiz kadar hak nihayetimiz
Sürüklenecek bir rüzgârı beklemekteyken unutmuşuz
Ne senden gelenin ne de gidenin yokluğunu…
Kaybedince ağladığım o çocuksu isteklerime pişmanken
Geç kalmaktan korktuğum kervanı beklemekteyim.
Ayaz olur mu gecelerin kanımı dondururcasına söylesene
Siyahtan beyaz olur muyum tövbeye davete gidince?
Sıradaki yangına da tutulursa nasırsız bedenim
Cürmümü eritip de temize çıkarırlar mı beni?
Böylesine bir umuttur işte benim göçümün sebebi,
Bir şafak vakti uyandığımda yeniden doğma hissi gibi
Bir umuttur aslında senden sıyrılmak, nefsimden kaçmak gibi.
Peygamberin hiç duymadığım sesi kulaklarımda sanki
Benzemiyor, benzetemiyorum hiçbir şeye o mübarek sesi
Yaklaşmak isterken sanki daha da uzaklaşıyorum.
Tereddütüm edebimden daha fazlayken korkuyorum.
Sana gelmek pişman olmayacağım tek şeyken
Nurunun azametinden tir tir titriyorum.
Muhacirdin sen, çağırana şüphesiz giderdin
Korkun büyüktü senin, bizimkisi gibi yapmacık değil.
Öyle korkardın ki hem de, o korkunun zerresi olsa bizde
Nefes almaya vaktimiz olmadan ölüverirdik hemence.
Öyle korkardın ki, korkunun korkusundan dağlar oynardı,
Kalpler titrerdi asırlar geçse de korktukların aklımıza gelince.
Yüreğimiz avucumuzda gelebilseydik sana keşke
Sana gelmek için yürümek zorunda olduğumuz yollar
Hiç zor gelmemişti son birkaç adım kalıncaya kadar.
Sana gelme hayali bile bu kadar güzelken ey sevgili
Senin bulunduğun toprağa yüzünü sürenlere ne mutlu…
Ne mutlu senin hasretinle yananlara,
Ne mutlu seni Allah’ın adıyla bir ananlara…
LA İLAHE İLLALLAH MUHAMMEDÜN RESULULLAH…
Kayıt Tarihi : 26.6.2017 08:59:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!