Ben mi?
Sabahın ilk ışığında doğmadım,
bir nebi gibi çağrılmadım,
ama toprağın en derin yerinden
bir sızı gibi yükseldim.
Çiy damlaları dokundu yüzüme —
sessizliğin ilk kelimesi gibiydi.
Otların arasından geçtim,
ayaklarım yoktu sanki,
ama yürüdüm…
bir incir ağacının gölgesine doğru,
ölümle hayat arasındaki o tek çizgiye.
Sessizdim.
Bir yaprak gibi…
Rüzgârın anlamadığı bir dile sahip,
kıpırdadım evrenin yankısında.
Şarap içerken düşündüm:
Bir âşık, ölmez.
Yalnızca şekil değiştirir.
Bir başkasında,
yeniden yanmaya başlar.
Gözlerim bir dağa değdi.
Zirvesinde karanlık…
Eteğinde bir dere vardı,
ve bir çınar — yalnızdı.
Ellerimi uzattım,
taşları tuttum;
soğuktu hepsi.
Ama her birinde bir yaşamın izi,
bir unutulmuş ses vardı.
Ben bilirim,
dokunduğum her şeyle yaşarım.
Kuşlar…
Uçarken şarkılar söylediler.
O şarkılarda kendimi unuttum.
Sonra insanlar gördüm:
Avuçlarında nasır,
gözlerinde göğe dönük dua.
Yanaklarında güneş yanığı,
ama içlerinde —
toprağa sonsuz bir sevgi.
Peşlerinden gittim.
Konuşmadılar.
Ama her adımları
bir şiir kadar dokunaklıydı.
Hayvanlar geçti önümden:
Köpekler karanlığa havladı,
bir kartal göğü yırttı,
ve bir kırlangıç,
kalbimin üzerinden geçti.
İşte o an,
doğanın sırrı
gözlerimin içine aktı.
Bir ağacın altına sığındım.
Yapraklar yüzümde bir dua gibi dans etti.
Rüzgâr konuştu,
ama sesi tanıdıktı.
Dedi ki:
“Ben buradayım…
Senin içindeyim.”
Ve ben…
Toprağı sevdim,
rüzgârı sevdim,
her şeyi…
Tanrı’nın suskun sesiyle sevdim.
Ama sonra seni gördüm.
Bir patikada,
avuçlarında ilkbahar taşıyan bir hayal gibi.
Yüzünde güneş uyuyordu.
Zaman o an durdu.
Ve gözlerin…
Bir göl gibi sakindi.
Ben sana bakarken,
hayat kendini itiraf etti.
Şarap içerken anladım:
Aşk, bir nehir değilmiş.
O, incirin gövdesinden
toprağa akan zamansızlıkmış.
Sana baktım.
Ve anladım.
Hayat duruluyormuş sevgiyle.
Bir dağ gibi,
kendi sessizliğinde kayboluyormuş dünya.
Ölmek mi?
Bir patikanın sonunda,
ağaçlar eğildiğinde,
yapraklar bedenimi sardığında…
Toprakla bir olacağım.
Kayıp değilim.
Dönüşüm.
Bir çiy damlası olacağım
yeni bir sabaha.
Hiçlikten geldim,
hiçliğe dönerim.
Ama sevgimle,
dünyayı öperim.
Toprağı ektim.
Çiçekler açacak.
Ve bir gün…
hiçlik bile kokacak.
Kayıt Tarihi : 10.12.2024 21:13:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!