Eren cânânına bilmez ki cânın kıymetin hiç
Olan sermest bilir mi zehr ü şerbet işretin hiç
Verilse şu cihânın tâpusu yokdur gözünde
Göğü seyreyleyen görmez türâbın servetin hiç
Hazer kıl mâsivânın hubbu her şeyden necîsdir
Necâsetten tehâretsiz okunmaz kâmetin hiç
Gezinme kibrile gafil azâzil recm edildi
Eğil bak yerdeki hâke unutma müddetin hiç
Nazar kıl taht-i pâyin madde-i hulkin mekânı
Başın eğ de kadem sür hep unutma zilletin hiç
Belâlardan şikayet eyleme sabret ey âciz
Çamur girmezse nâra kesbeder mi kuvvetin hiç
Pişer toprak fırında sertleşir testi olur ya
Tutar da sızdırır mı zâhid âb-ı hikmetin hiç
Sen ağzından taşır da öpsün alnından susuzlar
Olan haste eder mi red şifâ-yı illetin hiç
Soyun Hilmî beden giysûsüne hürmet eyleme
Yola kurbânın ermez arşa kânıyla etin hiç
Hilmî
Mefâîlün/mefâîlün/mefâîlün/feûlün
Cânân: en sevgili, Allah (c.c.)
Sermest: sarhoş
İşret: içmek
Turab: toprak, yeryüzü
Hazer kıl: dikkat et, sakın
Mâsivâ: yaratılmış, Allah'tan başka her şey
Hubb: sevgi
Necîs: pis
Necâsetten teharet: pislikten arınma
Kâmet: ayaklanma, dikilme
Azâzîl: Şeytan
Recm edilmek: kovulmak, taşlanmak
Hâk: toprak
Taht-i pâ: ayağın altı
Madde-i hulk: yaratılış maddesi
Kadem: ayak
Zillet: aşağılık, hakîrlik
Nâr: ateş
Kesb etmek: kazanmak, elde etmek
Zâhid: zühd hayatı yaşayan, derviş
Âb-ı hikmet: hikmet suyu
Kayıt Tarihi : 23.12.2020 00:18:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!