sesini duymuştu ta ezelden
nasıl geçerdi gönlü bu güzelden
görünce rengi al olurdu arından
melekler utanırdı onun ruz-i garından
üflesem dağılsa bütün bulutlar
yıkılan zai olan hep o umutlar
bembeyez bembeyaz...
evet bembeyazdılar
üflesem dağılsa kara bulutlar
çalınan kapımın ardında ki Sen olsan
senlilik köşemde öylece durur bulsan
ayinler düzenlerim bu ansız gelişine
dayanırsa yüreğim emsalsiz gülüşüne
gülerek gelirsin biliyorum ben seni
mazimi silip attım gülerek gel sen emi
sen gidince sözlerini tutamamak utancım
simamdaki çatık kaş İblise olan hıncım
yokluğunla somurtkan çehremi güldür biran
yeter kaldığım köşemde yıkık dökük ve viran
açayım bende artık ömrümde mesut sayfa
sen yokken neyleyim her ne olan ne varsa
gel emi,ne olursun bir gün gel
ben gelemem,gelmeme Azrail henüz engel
haberim var biliyorum oralarda mesutsun
seni sevenlerin burada yasını tutsun
aşıkların piri vuslatı düğün saymış
hakiki aşıkların ölümü arzularmış
gel dedimse biliyorum söyledin gelmeyeceksin
gel dememdeki maksat rüyama cemalin gelsin
İtiraf ediyorum
ben bir cesedi seviyorum
yeşilden habersiz gazeli
kupkuru bir suyu seviyorum
yumuşacık bir taşı
itiraf ediyorum
cesetler dolaşıyor ortalıkta
boy boy,ten ten,süslü süslü cesetler
ruhun son damlası süzülmüş içlerinden
kupkuru taş kesilmiş cesetler
meyvesiz ağaçların gölgesine girmiş
cesetler dolaşıyor ortalıkta
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!