Sustuğumda geldi ölüm
Ben toprağımla konuşuyordum
Sustuğumda patladı yüreğim
Ben hainle vuruşuyordum
Göğsümdeki kan susuyordu
Ve akıyordu yalnızca
Rengine hasret toprağa
Yükselipte en yüce dağlara
Yıldızlarla dans etmek için
Başımı dayadığım taş
Sıcak sımsıcak
Yüzümü gölgeleyen iğde ağacı
Bir huzur busesi yanaklarımda
Ve bekle sık dişini koçum...
Gelecek dedikleri helikopter Cudi Dağında
Üniformam dı vatan
Sustuğumda barışıyordum
Sustuğumda biliyorum
Bayrak konuşacak
Toprak konuşacak
Ailem konuşacak ağıtlarıyla
Ve sonraki yıllarda gözleriyle
Bu bir son değil
Ölüm hiç değil
Biliyorum
Ve sadece gülüyorum
Karşılayan Muhammet Mustafa
Görüyorum...
Ve haykırıyorum
Şafak vaktidir ihanet
Geceyi aşırdıkça
Su vadilerde yanlızdır şimdi
Yağmur..gözlerimde
Şaşırdıkça
Tan ağarırken gelir ölüm
Kurşunla tanıştıkça
Barut kovanda mahkumdur
Tenim sevdaları taşırdıkça
Gün yükselince uyanır yalan
Gerçekle kavuştukça
'Heval' kardeş değildir artık
Cesaretin...
Ay yıldızın o şanlı gölgesinde
Heybetine vurulup
Yürekle buluştukça
Zamanı nereye koyarsan koy
Güneş nerede durursa dursun
Takvim hangi tarihi gösterirse göstersin
Vadilere uzanan yanlız bedenler
Yanlız değildir artık
Ağladıkça tenin
Ve cesaretin
Gerçeği kucaklarsa
Çocuklarına
Ve onların çocuklarına
Huzur içinde
Diyebilirsin
Çocuklar!
Kıyamete kadar
Bu vatan sizin
Sizin....
Kayıt Tarihi : 16.12.2008 10:30:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!