Her kişi aşık olurdu eğer asan olsa

Nihat Gülle
613

ŞİİR


14

TAKİPÇİ

Her kişi aşık olurdu eğer asan olsa

Bir demir dağı delip boynuna almak gibidir
Her kişi aşık olurdu eğer asan olsa
Taşlıcalı Yahya

Şulesine mumun bile güldüğü ateşe ateş demezler. Ateş, pervâneyi yakıp kül eden ateşe derler.

Demirdağı delen ateş, ona pervâne olanları yakar, âşk âlemi yakıcı bir alemdir. Bir belâdır. Ama yaşayabilen, belâya bağışıklık kazanan için, bir varoluş biçimidir. Yaşamak yanmak demektir.

Aşk ateşine yanıcı pervâne değilsek
Bîllâhi Usûlî bize de yâ nelerîz biz
Usûlî

Aşk belîsının düşen belâsı yok sanarak düşer aşka:
Aşkın belâsı yoh deyüben aşka düşme var
Kim âşık oldu kim didi aşkın belâsı yoh

Nesîmî

Aşk,ister mecazi ister manevi olsun oldukça zor,müşkül bir iştir.Şairin dediği gibi bir demir
dağı delip boynuna boyunduruk misali geçirmek gibidir.Hatta daha da zordur. Hak ve hakikate aşık olduğu sarahaten belli olan Taşlıcalı Yahya bu konuda mübalağa etmemiş hatta az bile söylemiştir.
Aşık olmak gerçekten çok zor ve çetin bir iştir.Çünkü,aşık’ın başı belalıdır.Yüce dağların başında nasıl ki kar,fırtına,bora eksik olmazsa aşık’ında başı öylesine fırtınalıdır.Maşukun cilve ve nazına katlanmak,onun derdiyle yanıp kavrulmak,her yerde onu görme,onunla bir ve beraber olma arzusu aşığın mecazi varlığını sabrını,damla damla eritir ve yok eder.Bir Türk sanat musikisi eserinde söylendiği gibi; ”Sabır sebat etmez gönül yurdunda.Mecazi aşk uğruna bile verem,sarılık,humma gibi hastalıklara tutulan nice insan görmüş,duymuşuzdur.Aşkı mecazi,hele aşk-ı İlahi ise onulması iyileşmesi mümkün olmayan tatlı olduğu kadar da onulmaz bir derttir.Bela zehrini bal edip eylemektir.Bu yüzden böyle bir aşka düşmek demir bir dağı eritip boynuna almak,hatta kainatın tüm yükünü omuzlarına almak kadar zor bir iştir.
Hz.Muhammed Kabede ki en büyük putu kırmak için Hz.Ali omzuma çıkın ya Resulullah ben sizin omzunuza basmaktan haya ederim deyince; Sen beni taşıyamazsın zira benim omuzlarımda koskoca bir kainatın yükü var.” Dediği rivayet edilir. İşte,hadiste bahsedilen bu ağır ve taşınmaz yük aşk derdidir.Keza,ayette yerin ve göğün,meleklerin yüklenmekten imtina ettiği ağır yük,emanet sırrı ilahi aşktır.Eğer bu iş kolay olsaydı her kişi aşık olur,aşktan imtina etmezdi.Mevlana’nın mesnevide
dediği gibi” Aşk yolu her yiğitin gideceği yol değildir.”Zira,bela ve musibet mihenk
taşı,şeytanlara ve cinlere atılan şihap’lar gibidir.Zoru gören her zayıf iradeli korkak tabiatlı,canı,malı,evlad-ı iyali,makam-mevkisi,kıymetli ve kendisi için vazgeçilmez,nefsinin
rahatı ve keyfi tatlı olan zaaf içindeki bir kişi bu tehlikeli yoldan hemen geri dönebilir.
Hikmet-i ilahi gereği olması gereken doğru olan da budur.Her münasebetsiz kişiyi
mana zengini ehli irfan sofrasına oturamaz,şaraben tahur’u içemez.
Şaraben tahur; Yüce Hakkın tertemiz sarhoş etmeyen cennet şarabı,İlahi aşk,feyiz,
Allah (C.C) muhabbetidir.

Nihat Gülle
Kayıt Tarihi : 9.2.2011 03:58:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Nihat Gülle