Demokritos´tan itibaren
Mutluluk,
ahlâki en yüksek iyi
Insan yaşamının son ereği
Stoacılıkta
insanı körleştiriyor diye hazzı hor görür
mutluluğa götüren „erdem“ ya da „bilgelik yolunun
kişinin kendi kendine
egemen olmasından geçtiği...
Yeniçağ felsefesi ise
Hem bu dünyaya
Hem öbür dünyaya diye yerini
Tüm bir toplumun mutluluğunu
Ya da iyiliğini gözeten
Bir toplumsal mutluluğa bırakır
Böylece mutluluk bencil değil de
„özgeci“ bir bakış açısından ele alınır
Modern devlet anlayışının ortaya çıkmasıyla
Bu özgeci duruş
„elden geldiğince çok insanın
elden geldiğince çok mutlu olması“nı dillendiren
uyarıcılık´a ya da „yararcı mutluluk“a geçiş yapar
ödev ile yükümlülük kavramlarıyla da Kant
Ahlâkın temeline ödevi yerleştirerek...
Insan aklının
Kendi kendine zorunlu
Ve genelgeçer kurallar koyması olarak
Etik anlayışına ödev etiği deniyor...
Bir eylemin zorunlu olarak
Yasa karşısındaki saygıdan doğmasıdır…
Koşullu buyruk
Belirli bir amaca ulaşmak adına
Ne yapılması gerektiğini söylerken
Koşulsuz buyruk
Saltık olarak yapılması gerekeni bildirir…
Birer ahlâk ögüdü
Ya da önerisi olarak geçen
Koşullu buyruklara karşılık
Yalnızca ve yalnızca koşulsuz buyruk
Bir ahlâk yasasıdır…
Içimizdeki ahlâk yasası
Yüreğimizdeki ödev duygusu
Us taşıyan varlığımızın sarsılmaz inancı
“iyi istenç” kavramıdır ama
duyulur-üstü bir şey olduğundan
istençteki düşünüştür eylemin ahlâki değeri.
22.02.2006
Sevinç KavukKayıt Tarihi : 24.2.2006 11:39:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (2)