Şöyle yoldan gelirken
..................baktımda,
Bizim buralara yaz gelmiş..
Zakkumlar çiçek açmış
pembe,beyaz...
Gül hatmiler sonra...
Taze çiçeğini dökmüş zeytinler,
kuşlar dallarda cilveleşir..
Hergün gelirken yoldan,
bakmış ama görmemişim...
hasından,özünden öyle...
............Haziran gelmiş..
Cırcır böcekleri ninniler söyler
kumrular kur yapar birbirlerine...
Ey gönül sen kış uykusunda yatarken
................buralara Haziran gelmiş.
Eriklerin yanakları allanmaya...
Kirazlar başlamış ballanmaya
Kavun-karpuz değil amma.
bizim buralara...
........HAZİRAN gelmiş.
21.06.2006-Muğla
Sevginaz İnalKayıt Tarihi : 21.6.2006 12:59:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ahh Haziran...
Ne yıldızlar doğar gecende göz kamaştıran...
Ne DİLEK'ler tutulur bir asır süren o en kısa gecende...
tutuklu gecende
Dostum Haziran
Haziran
Ah haziran.
Yine çıkageldin.
Neden tıklatıp durursun yüreğimin tül perde kapısını…
Sana karşı duramam biliyorum.
Ama seninle yeni serüvenler de istemiyorum.
Haziran haydi git.
Lütfen gidermisin?
Niye geldin Haziran?
Yeni aşklar peşinde uçurmağa mı geldin
Meltem esintisine,
karıncanın ayak sesine ürperen yüreğimi.
Yani,
bana yeni 13 Haziran’lar mı getirdin?
Ama ben artık 13 Haziranları sevmiyorum!
Yeniden doğmaya da hiç hevesli değilim …
Tattığım tüm aşklar ağzım da acımtırak hazlar bıraktılar.
Niye içtim bilmiyorum, ama gönülsüz..
Buruk ve keyifsiz.
Rutubetli,
küf kokulu bir mahzenin üçüncü sınıf şarabı gibiydiler.
Nasıl bir cazibeyle ikram edilmişlerdi?
Neden reddedememiştim.
Hangi ahu-dilberin elinden içmiştim.
Artık aşk ve şarap bana haram.
Ne huri özlüyorum,
Ne Kevser şarabı.
Aşk çalmasın kapımı istemiyorum.
Griye boyadım evimin tüm duvarlarını,
Mavi gözlü bir çocuk oynamıyor artık düş bahçelerimde.
Sokağım da cıvıl cıvıl çocuk sesleri de yok.
Biliyormusun
Odamın camında ekmekle beslediğim serçeler,
serçeler bile gittiler.
Sen niye geldin haziran.
Sana uymaya gücüm yok.
Yüreğime yalan söylemeye yüzüm yok.
Dostum haziran şimdi git,
Sen git, Eylül gelsin.
Özlediğim aşk onun sararmış bahçelerinde
gezinmekte.
İçmek istediğim şarap,
şimdi onun imbiğinden süzülmekte.
Git Haziran Eylül gelsin.
Özlemlerimi sen veremezsin.
Git haziran.
Kazım Beysülen
Aslında her gün önünden geçtiğimiz
İç içe yaşadığımız Bakıpta görmediğimiz o kadar çok şey varki hayatta
TÜM YORUMLAR (7)