Benim için bir türkü söyle dağlara,
Duyup geleceğim, düşeceğim yollara.
Üstüne bastığımız bir yığından ibaret bu haşmet.
Gerektiğinde ayaklar altına serilecek kadar cömert.
El deymemiş bir bakire,
Sevecen okşamaklı dokunuşlarında doğurgan.
Yüreğime sorma bugün.
Baharın var mı başında
Ne haldedir yazda kışta
Merak buyurma takma kafana
İstesen de sen istemesen de
Geliyor bahar kıştan sonra
Bir aşkın esiri olmak,
Nasıl bir şey bilir-misin
Hadi muhterem çiz resmini.
Pır pır eden yüreği mi.
Bel ki çizebilirsin.
Yürek dediğin nedir ki.
Koparıldık mor sümbüllü dağlarımızdan
Önce canımızı aldılar,sorgumuzu ardından
Katlimize çıkmıştı bir kez ferman
Yusuf olduk kör kuyulara atılan
Eridi etlerimiz dağıldı kemikler
Zorla koparıldık topraklarımızdan
Bir feryat haykırır türkülerimiz
Siz anlamazsınız
Ama hissedersiniz içinizde
Gözlerinizden yaşlarımız dökülür
Duygularınız bizimle
Yıllardır akbabalar geçindi
İnsanlığımızın vahşetinden.
Geçinmeye yinede devam etmekteler.
Leş yiyenlerle sömüren arasında
Fark var mı ?sizce.
Köpeklerini insan etiyle beslediler.
1.
Bir insanı anlamaktır,
Nehirleri çaylara derelere ayırmak.
Bir vücutta toplayıp,
Okyanuslara atmak.
2.
Kaşıkla verdiler asgariden
Kepçeyle aldılar mideden.
Ne odun kaldı yakacak,
Nede kömür evi ısıtacak.
Bir kaç yer kaldı,
Kasaptan bakkaldan manavdan.
Sokaklar insansız,boş ve anlamsız.
Bakınız yörenize;
Ayak tıpırtısı canlılık getirmiyor.
Mezarlık sessizliği içinde.
Bütün evler beyaz boyalı.
Ay ışığında parlayan,
Bende meleğim dedi şeytan
Onlar sağcıysa beni solcu yazın
Rol budur dedi tanrı,uyduk
Şimdi bütün haltları bana yıkın
Ben ister miydim ayırmak.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!