Anamdan doğdum doğalı
Kulağıma ezan okunalı
Verilen ömrü tüketiyorum
Adım Hayrettin olalı
Çaresizdim tuttun ellerimi
Çözdün lal olmuş dillerimi
Gül bahçesine çevirdin
Kervan geçmez çöllerimi
Hazan düşmüş bağlarıma
Eşim düşüm yoldaşım
Suyum ekmeğim aşım
Can bildiğim sırdaşım
Hoşçakal
Bulutum yağmurum havam
Derinlerime inme ne olur
Kabuk tutmuş yaralarım var
Ben onlara tütün bastım
Gün görmeyen yere astım
Öpünce geçmiyor artık
Dokuduğun halılara,
Basmaya kıyamadım
Ne kısaymış ki ömrün
Ben sana doyamadım.
Halının her ilmeğinde
İş hayatı okey masası gibidir
Taşın iyi gelir dönersin
Şansını bir tur daha denersin
Beklediğin taş gelmez
Kaybedersin
Bendeki seni özlemek
Bilen var mı bu ne demek
Gülü seven herkes bilir
Dikenleri üzerinde gelir
İnsan isek kusur da vardır
Seksenlerin gençleri bizdik
Sen ben yani hepimizdik
Zamanımız kısıtlı, imkanlarımız dardı
Ama bizde de mangal gibi yürek vardı
Sevdiklerimize mesaj atmazdık
Saman yolundan halı yapıp
Ayaklarına sereceğim
Şahidimiz olsun diye
Ayı indireceğim
Bakma çocukça olduğuna
El oğluyla oturup sigara yakma
Gerdan kırıp gözlerine bakma
Eşin değil kardeşin değil
Adamın canını sıkma
Bir kibrit yakar koca ormanı
Verdiği sözde durmuyorsa
Arayıp sormuyorsa
Adam yerine koymuyorsa
Adının üstünü çiziver gitsin
Aşkı seni yorduysa
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!