Haydar Doğan Şiirleri - Şair Haydar Doğan

Irgatın orak biçmesidir
sana olan hasretim.
Ve bir Kürt kızının Tevn işlemesi.
Radyodaki Keman sesidir
sana olan hasretim.
Ve Adıyaman tütünüdür beni sarhoş eden.

Yaşamın bütün renkleri açılmış sevdanda
Bir gökkuşağı kalbin var
Toprağı öpmesi an meselesi,bütün zamanlarda çarpan
En ince noktasına kadar inmiş gözlerinin feri
Kalkıp gitmek kime fayda verir bu saatte,
Vakti gelince zerdalinin

sahte gülüşler içinde yaşıyorum
etrafım ışıklı bir dünya
hiç de ısınamadım bu ellere
başımı alıp varsam anadolu'ma
içime çeksem seni doya doya

Kentin bütün sokaklarını aydınlatmış güneş
Açmışlar tezgahlarını köşelerde işportacılar
Yakalanmadan zabıtaya biterse gün
Yarına kalacak belki kovalamaca köşe bucak.

Kimi pil satmakta, pilsizler için

Ben seni
Şubat'ta doğan güneş gibi
Temmuz'da yağan kar gibi
Kar'ı yırtarak açan çiçek gibi sevdim.

Ben seni

Tutsak düşmüşsün yıllardır yaşadığın toprağa
Bir çay bahçesinde
kırmızı beyaz melamin tabaklarda
ince belli bardak düşer içine,
Elinde simit kokusu duyarsın o anda
Hasretine duman katarsın gözlerinle

Şimdi açılmıştır dağlarımda sarı çiçekler
Kelebekler dansa durur güneşin melodisiyle
Ve aşka gelir eriyen karlarla dereler
Allı morlu takışır memeleri yeni sertleşmiş genç kızlar.

Biten bir karakışın ardından gelir uzaklardan umut yolcuları

Dün gece senin adına bütün eski kasetleri dinledim
İçime sığdıramadığım kalbimi sende bıraktığımı anladım
Alıp götürmüşsün beni de bilmediğim uzaklara
Şimdi kar yağıyordur eteklerine, nolur yakınlaş artık gözlerime.

Menziline girsen gözlerimin

Perdeler sonuna kadar sıyrılmış
Buruk bir ayrılık başladı dün gece
İçimde cama yönelme isteği
Görmek istemedim adımlarını
Oturdum bütün gece.

Bir gece öncesinden saat sabah dört buçuğa ayarlandı
Hiç de kalkasım yok sıcak yatağımda
Şoför arkadaş da birazdan cebi çaldırır geldim diye
İstersan kalkma, beni bekler Herr Hanslar ve Frau Müllerler.

Önce istastona uğrarım sabahın ilk kahvesini içmek için