İnceden İnceden
Yedimde başladı, hayatla mücadelem,
Kırk beşimi aştığım ömrümde…
Süremedim bir dem.
İş, aş, ekmek derken…
Dişimle tırnağımla kazdım,
Ne buldum, ne de yitirdim.
Geldi geçti, benim ömrüm.
Ne ektim, ne de yetirdim.
Geldi geçti, benim ömrüm.
Bir rüyadaydım uyandım.
Lanet olsun...
Bırak olsun,
Kader sana; lanet olsun,
Mahkûm ettin beni bana,
Umut diye, sığındığım o dala,
Yokluğa ve sefalete,
Sattın beni vicdansız,
Sattın beni Kalpsız,
Adını, zalim koydum,
Sildim yüreğimden ismini
Nazarımda öldün bil ki,
Yaşamıyorsun artık.
--*--Vücudun Hali--*--
Eğer gözler gülmüyorsa,
Dünyası karanlık, demek ki
Eğer susmuşsa ağızda dil,
Öten telleri yanık, demek ki
Eğer hızlı çarpıyorsa kalp,
Ne kurt kuşu parçalar,
Nede; arı, kurt’u sokar...
Bir yandan çeteler,
Bir yandan hortumcular...
Beş yüz elli eşittir;
Bir ithal bakan eder.
Yüzüm güler içim ağlar,
Kim bilir kimin nesi var,
Zaman akıp geçip gider,
Acı sahibini yakar.
*
Dertler bende ben gibidir,
Yârim; seni asker ettim vatana,
Duam; sağlıcakla git, gel yuvana,
Bedenimde taşıdığım yavrunla...
Yâd ederken, geldi haberin bana.
Yuh olsun da, abu yalan dünyaya,
-*- Şah Verdi… -*-
Onu Şah verdi, yürü evlat dedi,
Tabi bu yol yalnız yürünmez bildi,
Bir yar verdi yanına yoldaş etti
İki gül’le yuvaları şenlendi.
*
Şafak ile açılır, ezanın sesi,
Yumuşatır, o, ruh ile nefesleri,
Okundukça, Allah ve Muhammed ismi,
Huzur sarar âlem de; ben-i Âdemi.
Güne hazır hisseder insan kendini.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!