………………………………… Can Yücel’e nazire
Ona göre baştan beri iflâh olmaz biriydim
Babam korkuydu bana, annem yürek serinliği
En sevdiği oğluydum -bana hep öyle gelirdi-
Uzun avcı öykülerini ilk ondan dinlemiştim
Hayatta ben en çok annemi sevdim
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
NE KADAR İÇTEN VE NE KADAR GÜZEL BİR ŞİİR, TEKRAR TEKRAR OKUDUM. ANNELER İÇİN SÖYLENEBİLECEK EN İÇTEN DUYGULAR, GÜNÜN ŞİİRİNİ VE ŞAİRİNİ KUTLUYORUM.
** A N N E **
Fersiz gözlerinde bir katre ışık,
Belki bir umudu müjdeler anne.
Gel gör ki dünyada her şey karışık,
Güneşe kapalı perdeler anne.
Yolların sonuna erdi kafile,
Peşinden yürüdük koştuk nafile.
Gün süzüldü çoktan indi sahile,
Kuytuları bastı gölgeler anne.
Sanma ki cihanda ünümüz vardır,
Nice hoş yaşanmış günümüz vardır.
Anılarda kalan dünümüz vardır,
Ah, şimdi nerdeler nerdeler anne?
(Taşova, 11.05.2008)
Ali Rıza Atasoy
http://gruplar.antoloji.com/yesilirmak-siir-vadisi/
Anneler oğullarını bir başka sever, kızlarını bir başka
Kızı sevilen anne aşkını yeniden yaşamış gibi olur
Oğlu seven anne biraz seviner, biraz kıskanar
Kızlar bir başka sever anneyi, oğullar bir başka
Sonunda en güzel sevgili annedir
Gelelim şiire, ne serbesttir ne hece
annemi hiç sevmedim,anne olalı beri!..biliyorum,beni de sevmeyecek oğullarımın hic biri:olsun!..
şairin şaire giden yoludur şiir ...başka ne olabilir ki!.
kutluyorum sayın Budak'i:saygı ve sevgı ile...
Anne diyince akan sular durur..kanadım kırılır.mahsunlaşırım..kanımca herkesin dilinin döndüğü kadardır anne şiirleri..çünki ;herkes evlattır..ve anaların gözünde;.evlatlar koynundaki ilk sıcaklıkla hatırlanır..doğurulmuş her asudenin söyleyeceği şiir ;cümlelerin sığ sularında boğulmaya mahkumdür..anne demeyi becersin yeterki..
Bir önceki mesajımın bir cümlesinde bir kelime atlanmış. Onu buraya ilave eder herkesten özür dilerim.
'Burası fani ve buradaki varlıklar da ölümlü varlıklardır' şeklinde olacaktı. 'ölümlü' kelimesi atlanmış, tamamlarım.
Aslında şiir pek manzum ve akıcı değil belki günün şiiri olmayı hak edecek kadar da takdire şayan değil.
Ama yine de şairin duygularına ve özlemlerine saygı babından şunları söylemek istiyorum;
'Dünya da her şeyi kameti kıymeti nispetinde sevmek ve bağlanmak lazımdır!' diyorum. Zira bu dünya ebedi kalmak için yaratılmış bir menzil değildir! Burası fani ve buradaki sakinler de varlıklardır. Bunlara ana babamız da dahildir. Şu arz sefinesin de misafir olan bizler geçici olarak kaldığımız bir durağa ve istasyona ve ondaki yolculara haddinden fazla alaka peyda edip bağlanmak yerine, onların mahiyet-i hakikilerini kavramayı tercih ederek onlara aşk derecesinde alaka göstermekten imtina etmeyi yeğlesek daha isabetli davranmış oluruz diyorum.
Şu fani alemden ziyade gideceğimiz baki alem bizim için daha ziyade ehemmiyete haiz olmalı. Burada sevdiğimiz her mahbub'u ve masnuu Lillah için seversek onları bakileştirmiş oluruz ve mecburen gidilecek o sonsuzluk diyarında onlarla tekrar bir araya gelmek ve sonsuza kadar beraber olmak söz konusu olur.Onun için sayın şairimize maruz kaldığı musibetlere sabr-ı cemil ile mukabele etmesini ve ebedler ülkesindeki buluşmalara kendini hazırlamasını tavsiye ederim.
Hayırlı çalışmalar.
Eskiden şiir maharet işiydi zira emek verilerek, hakkıyla yazılırdı. İmge, imgelemin ürünüydü. Şimdilerde nesirden bozma ve hatta nesirin bıle daha ustaca betimlendiği metinler utanılmadan şiir diye sunuluyor şiir okuyucusuna... Eskiden şair sanatçıydı, zamanımızda ise hiç bir ekstrem özelliğe sahip olmayan iş tutamayan oldu... Kartel yayinevleri, dergiler ve diğer edebiyat katliamcıları da bunlara çanak tuttar oldu. Kapitalizm özellikle edebiyatımızı katleder oldu. Hepimize geçmiş olsun. Saygıyla Mehmet Yücedağ
Analar hayır dua ile başlar söze onlar evlatlarını atmaz öze anadoluda ana dolu ellerinden öpüyorun anasına öf diyen cehennemde ateşine püf demeş olur gücü yeten merhamet kanatları altına alsın işte günün şiiri tam puan yüreğine toz konmasın günah hanende günah olmasın
anne olan bütün şiirler güzeldir. çünkü orada şefkat,muhabbet,vefa, cefa,anneye naz,niyaz vardır. kutlarım.
KUTLARIM GÜNÜN ŞİİRİNİ...GÜZELDİ...SAYGILAR...
Bu şiir ile ilgili 43 tane yorum bulunmakta