..........Evet, bize düştü hayatın üç beş nöbetini tutmak. Yedek subaylık kursunu bitirdiğim gün o torbadan görev yerimi seçtiğim an aklıma gelmişti bu cümle ilk defa.
.........İnsan birazda kaderini kendi yaratırdı. Bir kaç saniyelik bir hadiseydi ve her şey olup bitiverdi bir anda. İnsanların sadece adını bildikleri ama mecbur kalınmadıkça muhabbetlerde adı dahi geçmeyen bir yere gidiyordum: Şırnak Milli J. Komando Taburu.
..........Daha sonraları öğrendim güneydoğunun ilk basılan karakolu olduğu için adının Milli olduğunu. “Dağların dili olsa anlatsa çekilen acıları” diye anlatıyorlardı yıllar önce o acıları çekenler. Arkadaşının kucağında son nefesini veren gencecik çocukları, tezkeresine iki ay kala sevdiği kızı başkasına verdikleri için intihar eden o gencecik fidanı, daha bir çok tarifsiz kederi, hasreti ve tükenen umutları...
.........“Biz o ışıklı şehirlerin çocuklarıydık, ışıklı caddelerin
..........Alışmamıştı gözlerimiz karanlığa” diye yazmıştım burada yazdığım bir şiirimde. Gerçektende zordu ilk günlerim. Karanlığa boğulmuş uçsuz bucaksız dağlar; sanki sonsuzluğa değin uzanıp gidiyordu.
..........İlk defa yıllar önce komşumuzun oğlu Gabar’da şehit düştüğünde duymuştum bu dağların adını. O günden beri hiç unutmamıştım. İşte tam ortasındaydım bu karanlık, soğuk gecenin.
...........Tam zamanıydı en gerçek türküyü yazmanın. İşte o günlerde demiştim;
Sen hiç ay ışığında şiirler yazdın mı?
Belanın tam kıyısında.
Öyle bir akşamdayım ki şimdi
Bütün hiçlerimi uçurumlara bıraktığım.
Sanma ki hep sıcak odalarda
Cevizden masalarda yazılır bütün şiirler
Bir gün elbet şairlerinde yolu düşer dağlara
İşte o zaman yazılmaya başlanır
En gerçek türküleri hayatın...
.........Evet, tam zamanıydı en gerçek türküyü yazmanın. Yüreğime işledim kederlerini esmer yüzlü esmer yürekli insanlarının. Hüzün ektim mayın tarlalarına. Ağladım gizli gizli akşamlarında yok yere yitip giden çocuklarına.
.........Ve askerler; daha çocuk yüzlü, çocuk gülüşlü. Kimi ilk defa ayrılmış ana babasından, kimi daha yeni evli, kimi bakıp bakıp ağlamaklı oluyor yeni doğan çocuğunun resmine. Onların söylediği türkülerdi en çok yüreğimi dağlayan, o tertemiz yüzlü tertemiz yürekli çocukların türküleriydi.
.........Kürtçe ve Türkçe türkülerdi dinlediğimiz yan yana söylenip birlikte hüzünlendiğimiz. Otlu peynir ve ekmeğimizdi paylaştığımız dağlarda. O zaman kimin kavgasıydı bu yaşanılan. Ne olur kanatmayın artık dedim. Çok şey istemedim sizlerden. Yaşayalım istedim eşit, hür ve kardeşçe...
.........Evet, bize düştü hayatın üç beş nöbetini tutmak. Her gece paslı bıçakların sırtında uyumak. Ne olur kanatmayın artık yaramı...
.........Hakkını helal et *heval
.........Ben senin için buradayım...
*Heval=Arkadaş
Melih CoşkunKayıt Tarihi : 11.5.2005 15:06:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!