Durdu.
Bir süre öğlece durdu.
Uykusu geldi, yattı.
Şimdi uyuyor.
Küçük kız durmadı.
Babası yanında yoktu ama o babası yanındaymış gibi dışarı çıktı.
İşe gitti.
Kâğıt mendilleri satıp eve döndü iki ekmekle.
Dışarıda bir iş bulup çalışma
Evde bir sofra kurup barınma
Babası hasta…
Ne içeride ne dışarıda arafta.
Zenginlik çalışanları çalıştırmak hesabına.
Dışarıya hâkim olmak
İçeriyi geniş tutup dayayıp döşemek
Barınanları hesabına barındırmak.
Annesi Elif, zengin bir adamın karısı.
Kendisi Zühre, hasta bir adamın kızı.
Babası dürüsttü
Dürüst bir çevresi yoktu hasta düştü.
Annesi Elif, narin naif çok güzel bir kadındı.
Babası Garib’i çok severdi.
Babası ona dürüst davrandı ve yol verdi.
O kızını bırakıp gitti.
Zengin bir adamın karısı sadece
Zühre’nin annesi şimdi.
Bebekler gibi bakıyor karısına
Zengin adam şimdi.
Mal mülk zengini ama maneviyat yoksunu
Çalışanlarını pek umursamaz.
Öksüzleri yetimleri hiç düşünmez.
Varlığında yok eder herkesi
Zühre’yi kimse umursamaz
Umursanmakta istemezdi Zühre.
Ama babası niçin hastaydı.
Aklı ermiyor değildi eriyordu.
Zühre’yi Zühre bile düşünmezdi.
Düşünse babası gibi o da hasta düşerdi.
Babası kendini çok mu düşünürdü.
Düşünemez olmuştu hiçbir şeyi.
Zühre ne iyi ne kötü
Ne de çok güzel nede çok çirkin
Yoluna baktı sadece
Ve öğlece büyüdü sokağından mahallesine
Hem babasına baktı
Hem de çalıştı hem de okudu
Her bir şeyi akıl etti.
Ama ne akılsız durdu ne akıllı gezdi.
Okulda babası zabıta olan
Baharla arkadaş oldu.
İnsanlara seyyar bir şey satmadı
İnsanlara seyyar yardım etmenin yolunu bildi.
Çarşıda pazarda ne önemliydi.
Hapşıran için kâğıt mendil
Susayan için soğuk su ve ya sıcak çay/simit
Hayır, insanlık lazımdı.
Sokakta bir çocuk insanlık ister
Kişilik verirdi insanlara
Kâğıt mendille yetişmek soğuk suyla varmak
Fırça ve kovayla gökyüzünü geri vermek.
Sokakta bir şey satma
Hiçbir zaman dilenme ve hiçbir şeye ilenme
Sokakta insanların içinde solmak üzere olan bir çiçeği
Sulamak üzere güneş gibi hüzünlenmek.
Zühre güneş gibi hüzünlenir
Samimi ve sıcak hissettirirken insanlara kendini
Güneşi sevdirirdi kapalı dünyalarındaki insanlara
Güneş gibi gülenlere ise tebessüm ederdi.
Oturduğu sokakta komşuluk önemliydi.
Gazetelerini ekmeklerini bakkaldan alıp
Evlerine götürür hakkını verir hakkını alırdı.
Kimine uslu durur kimine yaramazlık ederdi.
Mahallenin genel bakışı dindarlıktı
O kuran kursuna da yazdırdı kendini.
Bayramlığını giyer bayramlığını ederdi.
Peygamberi sever Atatürk’ü bilirdi.
Küçük ama bahçeli bir evleri vardı.
Güzel annesi onlara güzellik etmişti.
Onları terk edip gitmeden önce
Bu evi aldırtmıştı kaçacağı zengin adama.
Garip babası belki bu ev yüzünden
Daha da garip düşmüş hastalığına yenik düşmüştü.
Hayata küsüp yataklara düşmüştü.
Pencereden bakamaz kapıya doğrulup dışarı çıkamaz olmuştu.
Garip babası Zühre doğmadan önce işleri iyiydi.
Ama garip babası kadar iyi değildi.
İşleri bozuldu lokantası battı seyyar pilav satmaya başladı.
Sonrada hasta düştü.
İyi ve güzel bir arada olmuyormuş
Zühre babasına baktıkça annesi hakkında anlatılanları dinledikçe.
Ne akıllı ne saf kendini hiç düşünmedi.
Dert ve tasa içinde hiç bir derdi ve tasayı kafasına takmadı.
Annesi evde yoktu babası da dışarıda yoktu
Evde annesinin yokluğunda var oldu
Dışarıda babasının yokluğunda var oldu.
Asla kendisi olmadı ve pek hataya da düşmedi.
Zühre var olanların yokluğunda var oldu.
Rol aldı ve kötülüklerden korundu güzelliklere de kapılmadı.
Kendiyle var olmak kendiyle varlık övünenlerle çatışmak olurdu.
O bunları düşünmeden yapıyordu varlık sebebi buydu.
Sınıfta bir gün
Öğretmenlerinin olmadığı dersin boş geçtiği bir saatte öğretmenin yokluğuna geçti.
Sınıf arkadaşlarının bir birleriyle konuşup dalaşmalarına hiç kapılmadı.
Öğretmenini düşündü.
Kendini biraz hasta hissetti sırasına çöktü.
Bir işi varmış gibi o işinin derdine düşmeyi hayal etti.
Bir misafiri gelecekmiş gibi hazırlıklar içine soktu kendini.
Zil çaldı arkadaşı Didem neyin var Zühre diye yanına geldi.
Zühre hayatı öğrenmenin iyi bir yolunu bulmuştu.
Derdini düşünüp dertlenmiyor derdi olanları düşünerek çare düşünüyordu.
Matematikte olmayan sayıyı bulmak gibi.
Türkçede yeni bir anlam düşünmek gibi.
Gülşen’in okula gelmediği bir gün Zühre, Gülşen’in yerine geçti.
Gülşen’in beraber olduğu arkadaşlarının yanına gidip bir süre durdu.
Kendiliğinden Gülşen gibi oldu ve Gülşen’in eksikliğini arkadaşlarına hissettirmedi.
Onunda canı sıkılmadığı gibi Gülşen’i ve Gülşen’in yakın arkadaşlarını daha iyi anladı.
Bir günde Aysel yoktu.
Yalnız Aysel sevdiği bir erkek arkadaşıyla takılırdı.
O gün Aysel’in sevdiği çocuk Namık ile takıldı.
Aşkı tadıp sevgiyi yorumladı.
Bugün Akçapakça sokaklarından biri taşınıyordu.
Çok hoşlanamadığı bir oğlan çocuğunun yokluğuna geçmek durumu söz konusuydu.
Bir süre hoşnutsuz hissetti sokağına karşı kendini.
Ve komşularına hoşnutsuz davrandı.
Ve anladı ki kendi değil o oğlan çoğu Mahmut, hoşnutsuzmuş.
Oynadığı karakter oyunu kendine şimdi oyun mu oynayacaktı.
Kendi de olamıyordu ve kendi olmayı da bilmiyordu ki!
Kendi kendisini bir başkalarında hiç sorgulamamıştı ki!
İyi olmayanların yerine geçmek kötü olmak durumu
İyi olanlar için mafolmak gibi bir durum.
Mafoldun Zühre kızım şimdi sen ama korkma.
Sokaklarında bir Mahmut oğlan yok değildi ki başka olmayanlarda vardı.
Neyse Mahmutların evine Arifler taşındı.
Arif’in babası yoktu annesiyle yaşıyordu.
Sevil hanım ne güzel ne çirkin iyi bir kadındı.
Ama kötüden de anlardı kötülükle iyi savaş ederdi.
Eyvah!
Sevil hanım Zühre’nin annesinin yokluğuna girmek üzere.
Zühre’yi yakın takibe aldı.
Sevil hanım bir kızı olmasını da çok istiyordu.
Sevil hanım mahallenin sağlık ocağında hemşireydi.
Babasının iğnesini vurmak için bir gün o eve geldi.
Babası Sevil hanımı görür görmez bir canlılık hissetti kendinde.
Zamanla hastalığını yenip ayağa kalktı.
On sene sonra on sekiz yaşında Zühre.
Kırk yaşında babası.
On altı yaşında Arif.
Otuz iki yaşında Aysel Hanım.
Zühre kendi olmaya başladı.
Babası ile Sevil Hanım evlendi.
Arif ile iki kardeş oldular.
Annesi eve dönmeye kalktı ama geç kaldı.
Annesinin zengin kocasının işleri bozuldu.
Babasının işleri gelişti.
İşler tersine döndü Zühre her şey olabilirdi ama bir şey olmadı.
Yazar oldu çıktı.
Annesi mahalleden yine kaçtı.
Zengin kocasından olma küçük Aylin’i Zührelere bırakıp.
Bu sefer nere ve kime kaçtı Elif, lezbiyen bir kadınla beraber şimdi.
Hayat işte.
Kayıt Tarihi : 19.2.2025 13:30:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!