Üç günlük dünyada gülmedi yüzüm
Ah ile vahlarla dövündü dizim
Anlıma yazılmış bu kara yazım
Beyaz kefenlere sarsınlar beni
Açmadı goncalar gönül bağımda
Çorak toprağa düşen yağmur damlası gibi
Sabret, mutlu günleri göreceğiz mutlaka...
Yedi veren güller de bir yudum suya tâbi
Sabret, mutlu günleri göreceğiz mutlaka...
Kalabalık bu şehir yalnız görürler seni
Sorsanız
En güzel yaştayım bayım
Ne gençliğin baharı
Ne de hazan mevsimi
Şaçlarımdan lavanta, tenimden gül
Avuçlarımdan fesleğen kokar benim
Bu gözler ki sinemden kederli yaşlar döker
Çaresiz kalır zaman umut etsem ne fayda
Şu ruhu bedenimden hoyratça alıp söker
Ruh acıya ram olmuş umut etsem ne fayda
Tükendi kelimeler, dil sükûta büründü
Ey...Güzel kadın
Tütün sinmiş dudaklarında,
Acı hayatın buruk tadı var
Saçının her bir telinden çalınır,
Hüzzam makamında şarkılar...
Pürmelâli ruhuma zerk eyleme ey gönül
Huzura giden yolu bana seçtir ne olur
Hüznü geceler gibi gark eyleme ey gönül
Umut ek düşlerime bana biçtir ne olur
Kimi zaman susarsın, kimi zaman coşarsın
Yorgunum...
Tarifsiz hüzünler sardı benliğimi
Karmakarışık düşüncelerden arınamıyor zihnim
Hâletiruhiyemi anlatmaya
Kelimeler yetmiyor, cümleler ise anlamsız.
Akan o yaşları hor görme sakın
Seveni olmayan gözler ne yapsın
Acılarla dolu maziye bakın
Silinmez zamanla izler ne yapsın
Dil ezelden susmuş, yürekler kırgın
Bir Nisan sabahı güneşim söndü
Bu bahar mevsimi bir kışa döndü
Ruhuma onulmaz dert, sızı sindi
Bil ki yaşatacak şiirler seni
Kızım demez oldu sustu o dilin
Gecenin tenhasına sızıverse gözlerin
Söner şu yangınlarım savrulan kül olurum
Yıkar bu yalnızlığı dilden düşse sözlerin
Mutluluğa uzanan sonsuz bir yol olurum
Hatice hanım sayfanızı takip ediyorum mükemmel duygularınız için söyleyecek söz yok kelime haznemde kaleminiz daim olsun saygılarım ile