Hasret Türküsü Şiiri - Yusuf Sarı 2

Yusuf Sarı 2
33

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Hasret Türküsü

HASRET TÜRKÜSÜ

Ben hasretim, ben özlemim,
Ben gurbetim, ben vatanım.

Bingöl dağlarında doyumsuz bir gündoğumu,
Ve kızıl ufuklarında, açan ateşten bir gülüm.

Şerevdin doruklarına yaslanan yayla,
Kuytularında seken kınalı bir kekliğim.

Gurbet elde geçen bir ömür,
Garip bir mezarlıkta bir babanın gözyaşıyım.

Ko sıpiye, taze yağan bir kar,
Elleri gurbet ile mühürlü, bir genç kızın hasretiyim.

Munzur gözelerinde akan buz gibi bir su,
Dağlarına yağmur getiren bulutum.

Golan’ın vahşi kayalıklarında seken,
Ve ürkek ürkek nehre inen bir ceylanım.

Nasırlı elleri göğe uzanan bir annenin duası,
Yürekleri yakan bir gurbet türküsüyüm.

Baharın, Meydonek’te açan kardelen,
Hesarek’te, kar altında taze bir çimenim.

Zümrüt çayırlarda coşkulu bir yayla şenliği,
Bir köylü kızının sesinde yanık nağmeyim.

Kıbeys Tepesi’nde, mis kokan taze bir çiçek,
Ve doruklarında bir mübarek türbeyim.

Canını elma için suya veren, bir çocuğun mazisi,
Sarıcan deresinde bahar coşkusuyla köpüren bir suyum.

Yüzen adada yüreğinde hasret taşıyan turna,
Gün batımı kızıllığında, özlemleri eriten bir çayım.

Ben, derin vadilerde umutlar besleyip akan,
Murat’ım, Munzur’um, Peri’yim…
Tüm mazlum yüreklere dokunan seher yeliyim.

Yusuf Sarı 2
Kayıt Tarihi : 10.6.2020 11:47:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Yusuf Sarı 2