Hasret Öteki Adındır Senin

Ey dost!
Hasret öteki adındır senin
Sevda şehrinin kitabelerinde
Tutunduğum izlerindir, gezineceğim düş defterlerinde
Kan davasını gütse de rüzgâr

Ey dost!
Hasret öteki adındır senin
Oldum olası sırtından vurur adamı
Direnirim ümitlerimle
Gözlerimde taşıyacağım seni
Ufkumu terk edip gitse de bahar

Ey dost!
Hasret öteki adındır senin
Yamaçlarımı sararken elvedanın kederli yüzü
Türküleri ağlatır sevdanın sesi
Hasretimin dağlarını bekleyecektir
Hüznün nağmeleri

Ey dost!
Hasret öteki adındır senin
Dehşet vadilerinden geçişin çetin imtihanı
Yüreğimi sızlatsa da toprağın rengi
Acımasızlığını yeneceğim zamanın
Canavarların başını okşamakta gözyaşlarım

Ey dost!
Hasret öteki adındır senin
Yalnızlığını yaşıyorken gözlerim sonbahar korkusuyla
Umutlarım vurulsa da bir bir
Kirpiklerim bekler sınır boylarını
Savaş boyasını sürünse de meydanlar

Ey dost!
Hasret öteki adındır senin
Zindanlar, Yûsuf misâli bekliyorlar terk edilmemi
Beslenirim bağlandığım değerle
Başkaldırı tohumlarını ekmeğe devam edeceğim toprağıma
Benim için geç kalsa da kervanlar

Ey dost!
Hasret öteki adındır senin
Avazımız daha da gürdür şimdi
Gönül atlasımızda sabrımız dolu dizgindir artık
Güneş batmadan, utanç sahneleri belirecek gökyüzünde
Hesaplar tartılırken terazilerde
Bahçelerde sevgini içeceğim o gün
Yorgunluğunu taşıyan tarih
Son kez kapılarını kapatmadan
Aşkımızı haykıracak dünyaya
Ve tüm ayrılığa otağ kuranlara
Mavzeriyle yollarımı vuranlara

Ey dost!
Dostça kal!
Masamda ki her kâğıdın üzerine dolsan da
Öteki adın hasret olsa da.

Mehmet Yaşar Genç