Bak dostum; eğri oturup doğru konuşalım
Şüpheye düşersek bir bilene danışalım
Hani, şu ardına saklandığın malın varya! !
Faydası yok ölü yada sağına bunu bilesin
Gurban olam sağa memleketim,
Aklıma geliy de anık kokulu dağların
yüreğim kabarıy,gözlerim doliy,
seni ağlıyım köyümün çeşmesi gibi,
Kengerler ışgını sürdümü,
çiğdemler açtımı çiçeği,
Bugün bir gireyim dedim benden içeri
Çaldım gönül kapımı, baktım ki yok oturacak yeri
Oturmuş üç-beş güzel elinde kırık kalpleri
Ölmüşüm benden içre, dışarda ki et ile kemik makberi
2006
Bütün alemler emrine verilmiş, gene doymazsın,
Bütün alem sensin,sen kendini yersin.. bilmezsin.
İşin gücün dünyalıklar peşinde gezmek,körsün,
İki değil dört gözün de olsa,bakmayınca,göz ne görsün.
Bilirmisin neden ağlar deniz
neden karaya vurur kendini
Neden,
duyuramaz sesini
Musa'nın asasıyla yırtılan yüzü,gülmez
Bu gün,
Seni kaybettiğimi...
ve sende giden beni yazacağım
Düşer yüreğime bakışlarının gölgesi
Yıkıldı asırlara meydan okuyan aşkımız
Beni kölesi etti kurşuni bakışların
Fikrimin, gün be gün deşilen yarası,
sen..
Asırları dizginleyen süvari
İndir,
Toplanmışlar dertliler bu asırlık saraya
İniltiler karışmış toprak ile havaya
Bir telaş almış,beyhude ömür tükenirken törpüsün de
Kimler geldi geçti,sahiplendiğin hayat köprüsün de
Yorulduk şu evreni alt üst etmekten
Hergün yeni yeni demler almaktan
Geldik şurda üçgünlük bir otağ kurduk
Yel vurdu,sel vurdu parça parça bölündük
2006
Yüce dağlar aşıpta geldim
Engin ovalarda esen yeldim
Gün gibi gölgede közlendim
Şimdi karşında bebaht bu bendim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!